Son anketler,adaylar,2011,,anket sonuçları,il il milletvekilleri,aday isimleri,Son anketler,seçim sonuçları

31 Mayıs 2009 Pazar

IMF ile görüşmelerde 'durma' işareti

AK Parti Genel Başkanı ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, IMF ile görüşmelerin neredeyse bir yıldır sürdüğünü belirterek, ''Ne zaman bizim taleplerimiz, isteklerimiz kabul edilirse, o zaman IMF ile anlaşma imzalanır, kabul edilmezse imzalanmaz'' dedi.

Partisinin Gaziantep il kongresinde konuşan Erdoğan, Ak Parti'nin, 29 Martta yapılan yerel seçimlerden birinci parti olarak çıktığını anımsattı.

Erdoğan, bir partinin seçime girerken, ''birinci parti olacağım'' iddiasıyla gireceğini ifade ederek, şunları söyledi:

''Hiç bir parti seçime giderken, 'Ben ikinci parti olacağım ama oyumu az arttıracağım' diye girer mi? Futbolda bir kaide var. Nedir? 3 puanı almak... Kim 3 puanı alırsa galip gelir. Ama bu, 3 golle de olur, 5 golle de olur, 1 golle de olur. 29 Mart seçimlerinde AK Parti yüzde 39 gibi bir oy aldı. 2. ve 3. sıradaki partilerin oy toplamı da yüzde 39... Belediye başkanlığına bakıyorsunuz, belediye başkanlıklarının yüzde 52'sini AK Parti aldı. Türkiye'de 16 tane büyükşehir var. 10 tanesini AK Parti aldı. Türkiye coğrafi olarak 7 bölge. Bu 7 bölgenin tamamında AK Parti birinci parti. 81 ilin tamamında AK Parti yüzde 20'nin üzerinde oy almış. AK Parti'nin yüzde 20'nin altında oy aldığı vilayet yok. Ama diğerlerine baktığınız zaman, onların böyle bir derdi, böyle bir çabası yok. Biz Türkiye'nin batısında da varız, doğusunda da varız. Biz 780 bin kilometre kare alanda varız. Biz istiyoruz ki diğer partiler de 81 ilde siyaset yapabilsin. Sadece sahil şeridinde kalmayın. Türkiye'nin tamamında siyaset yapın. Ama onların böyle bir derdi yok. Böyle bir sevdası yok. Böyle bir acısı yok.''

-KÜRESEL EKONOMİK KRİZ-

Dünyanın ekonomik bir krizle karşı karşıya olduğunu ifade eden Erdoğan, bu krizin Türkiye'yi de etkilediğini ancak bu etkiyi en az zararla atlatmaya çalıştıklarını anlattı.

Erdoğan, ''Krizin çıktığı ilk günden bu yana bir yandan krize karşı tedbirler almaya çalışırken, bir yandan da moral bozmaya, krizin etkisinden yararlanmaya çalışanlara, krizi derinleştirmeye çalışanlara karşı mücadele ettik. Daha krizin ilk gününden itibaren eski alışkanlıkları depreşenler, krizin bu ülkeyi büyük sıkıntılara sebep olacağını, krizin deprem etkisi yapacağını savunmaya başladılar. Parası olanlar, krizi bahane edenler, yatırıma gitmediler. Ama hamdolsun kriz karşısında dik durduk, hem de bu anlayış karşısında eğilmeden bükülmeden yolumuza devam ettik'' diye konuştu.

-IMF İLE YAPILAN GÖRÜŞMELER-

Global krize rağmen Türkiye'de enflasyonun ve faizlerin düşmeye devam ettiğini anlatan Başbakan Erdoğan, konuşmasını şöyle sürdürdü:

''Ben baştan 'Kriz teğet geçecek' dedim. Rahatsız oldu birileri. Ne diyecektim, 'Yıkılacağız' mı diyecektim. Evet 'Teğet geçecek' dedim ve teğet geçiyor. En az zararla atlatacağız biz bu krizi. İnanarak söylüyorum bunu, bilerek söylüyorum. Ama onların bu konuda bilgisi yok. 'IMF ile anlaşma olsun' diyorlar. Kusura bakmayın ülkemin menfaatlerine halel getiremem. IMF ile anlaşma, karşılıklı taleplerimiz kabul görürse imzalanır. Neredeyse 1 yıldır IMF ile görüşmeler devam ediyor. Ne zaman bizim taleplerimiz, isteklerimiz kabul edilirse, o zaman IMF ile anlaşma imzalanır, kabul edilmezse imzalanmaz. Bundan önce IMF ne getirirse kabul ediliyor, imza atılıyordu. Bunların içinde ANAP'ta var, MHP'de var, CHP'de var. Şu anda siyaset yapan partilerin hepsi IMF ile anlaşmalara imza attı. Biz daha 6 yıl oldu iktidara geleli. Dur bakalım IMF ile Türkiye'nin ilişkileri 10 yıllık değil. Bunları bil, ona göre konuş. Oradan bizi vurmaya kalkanlar, yanlış yere ok atarlar. Dikkat etsinler, o ok döner, sonra onları vurur''

Türkiye'nin, dünyanın ve bölgenin yıldızı olarak büyümeye devam edeceğini ifade eden Erdoğan, kimsenin bundan endişesi ya da korkusu olmaması gerektiğini bildirdi.

Erdoğan, Gaziantep'te son yıllarda çok büyük bir değişim yaşandığına da dikkati çekerek, bu hizmetlerin artarak devam edeceğini söyledi.

Erdoğan, konuşmasının ardından eski AK Parti Gaziantep İl Başkanı Ökkeş Eruslu'ya teşekkür plaketi verdi.

-VALİLİĞİ ZİYARET ETTİ-

Gaziantep Kamil Ocak Kapalı Spor Salonundaki konuşmasının ardından Gaziantep Valiliğini ziyaret eden Başbakan Erdoğan, Gaziantep Valisi Süleyman Kamçı'dan brifing aldı.

Başbakan Erdoğan'a Gaziantep ziyaretinde, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız, Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay ile Maliye Bakanı Mehmet Şimşek de eşlik etti.

BBP'nin Başkanlık Divanı belirlendi

BBP'den yapılan yazılı açıklamaya göre, Yalçın Topçu'nun genel başkanlığındaki Başkanlık Divanı üyelerinin görevleri şöyle:

''Mustafa Destici (Genel Sekreter), Üzeyir Tunç (Seçim İşlerinden Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı), Remzi Çayır (Teşkilat İşlerinden Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı), Selahattin Şenliler (Mali İşlerden Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı), Hakkı Öznur (Eğitim Kültür Faaliyetleri ve Ar-Ge'den Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı), Mehmet Efe, (TBMM, Hükümet ve Mahalli İdarelerle İlişkilerden Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı), Metin Gündoğdu (Basın, Yayın ve Tanıtım İşlerinden Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı), Dr. Ahmet Şanverdi (Türk Dünyası ve Dış İlişkilerden Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı), Mehmet Karabacak (İş Dünyası, Meslek Kuruluşları ve Sivil Toplum Kuruluşlarından Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı), Osman Tüfekçi (Yan Kuruluşlardan Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı)

30 Mayıs 2009 Cumartesi

Gül ve Erdoğan'dan Demirören'e tebrik

Cumhurbaşkanlığı Basın Merkezi'nden yapılan yazılı açıklamada, Abdullah Gül'ün, telgrafında, bu başarıda emeği olan futbolcuları, teknik kadroyu, yöneticileri ve taraftarları kutladığı belirtildi.

ERDOĞAN'DAN KUTLAMA

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Beşiktaş Kulübü Başkanı Yıldırım Demirören'i kutladı.

Başbakanlık Basın Merkezi'nden yapılan yazılı açıklamaya göre Recep Tayyip Erdoğan, Beşiktaş'ın Turkcell Süper Lig'de şampiyonluğu kazanması dolayısıyla, kulüp Başkanı Demirören'e bir kutlama telgrafı gönderdi.

Kurtulmuş: Ne mutlu fetih ruhuna

Anadolu Gençlik Derneği'nce, İstanbul'un fethinin 556. yıldönümü dolayısıyla BJK İnönü Stadı'nda düzenlenen kutlamalara katılan Numan Kurtulmuş, fethin, ''inancın küfre karşı, insanlığın zulme karşı, adaletin emperyalizme karşı zaferi'' olduğunu söyledi.

Kurtulmuş, İstanbul'u bırakanlara şükranlarını sunduğunu ifade ederek, ''Ne mutlu Fatih bize sadece İstanbul'u değil, fetih ruhunu da bıraktı. Fetih aslında zulümle mücadelenin adıdır'' diye konuştu.

İstanbul'un fethiyle emperyalist zihniyetin çöktüğünü dile getiren Kurtulmuş, zulmün tarih boyunca 3 sacayağında oturduğunu ifade ederek, ''Birinci ayak, zalim kraldır. İkinci ayak, onlara destek veren insanları 'köleler ve vatandaşlar' diye ayıran iktisadi elittir. Üçüncü ayak ise devlet dinini insanlara zorlayan kilisedir'' dedi.

Kurtulmuş, bir tarafta insanları özgürleştirmek isteyen Fatih'in ordusunun, diğer tarafta da despotların bulunduğunu ifade ederek, Türk ulusunun atalarının fetihle, adaletli yönetimin nasıl olduğunu gösterdiklerini kaydetti.

Fatih'in, hukuktan ve mazlumlardan yana olduğu için İstanbul'u aldığını vurgulayan Kurtulmuş, Bizans'ın insanları kilisenin baskısıyla ezdiğini söyledi. O günün halkının, ''Kardinal şapkası yerine Osmanlı sarığını görmek isteriz'' dediğini dile getiren Kurtulmuş, fethin, vahşi kapitalizmi en az 2 yüzyıl geciktirdiğini dile getirdi.

Kurtulmuş, aradan geçen 556 yıla karşın dünya düzeninin hiç değişmemiş gibi olduğunu belirterek, sözlerini şöyle sürdürdü:

''Ne zaman bizim sesimiz kısıldı, aynı durum oluştu. Onbinlerce aile çocuklarına ekmek ve süt götüremiyor. Sadece Türkiye'de değil, dünyanın her tarafında Doğu Roma'nın uygulamaları hortlamış durumda. Son olarak artık söz sırası bizdedir. Biz bu törenleri Sultan Fatih'in fetih ruhunu kazanmak için yapıyoruz. Söz sırası da karar sırası da insanlığa hizmet sırası da Fatih'in torunları olan bizlerdedir.''

Kurtulmuş, konuşmasının ardından eski başbakanlardan Necmettin Erbakan ve parti yöneticileriyle birlikte katılımcıları selamladı

Altında mayınlar üstünde hainler var

Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay, Güneydoğu Anadolu Bölgesi'nin Türkiye'de ve dünyada başka kavramlarla yan yana getirilerek anıldığını ifade ederek, "Toprağımızın altında mayınların, üstünde hainler olmaması gerekir." dedi.

Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay, Mardin'deki Ak Parti İl Kongresine katıldıktan sonra karayoluyla Şanlıurfa'ya geldi. Vali Yusuf Yavaşcan, Belediye Başkanı Ahmet Eşref Fakıbaba, Ak Parti milletvekili Müfit Yetkin ile daire amirleri tarafından valilikte karşılanan Günay, valilik şeref defterini imzaladıktan sonra Vali Yavaşcan'dan kısa bir brifing aldı. Burada konuşan Günay, Şanlıurfa'nın inanç ve kültür turizmindeki önemine değindi.

Türkiye'nin inanç ve kültür turizmindeki potansiyeliyle dünyada en bereketli ve köklü ülkelerden birisi olacağını anlatan Günay, bu bölgedeki tüm tarihsel dokuyu öne çıkaracak olan turizm potansiyelini yükseltecek olan kültürel ve alt yapıyı düzenlemeye çalıştıklarını ifade etti. Bakan Günay, insanlık tarihinin ilk ayak izleri sayılabilecek olan Göbeklitepe gibi bir yapıya sahip olduklarını hatırlatarak şunları söyledi: "Önceki yıl bir rastlantı sonucu ortaya çıkan ve ilgiyle takip ettiğimiz Haleplibahçe gibi yeni hazinelerimiz var. Ayrıca Şanlıurfa dünyaca önemli inanç ve kültür turizminin önemli merkezlerinden birisidir. Türkiye baştan sona bir açık hava müzesidir. Çeşitli uygarlıklara ev sahipliği yapmış, çok bereketli çok tarihsel çok köklü bir topraktır."

Güneydoğu'nun Türkiye'de ve dünyada başka kavramlarla yan yana getirilerek anıldığından yakınan Günay, "Halbuki Güneydoğu Anadolu dünya açısından inanç kültür turizmi arasında bir çekim merkezlerinden birisi olabilir." diye konuştu. Günay, Şanlıurfa'da Gaziantep'te ve Mardin'de ciddi bir turizm potansiyelini ellerinde tutmalarına rağmen, bölgenin tam anlamıyla barış ortamında olabilmesi halinde bu potansiyel inanılmaz boyutlarda yükseleceğini altını çizdi.

Günay, "Ama bunun için toprağımızın altında mayınların, üstünde hainler olmaması gerekir. Tılsım bundan ibarettir. Halkımızın toprağımızın mayınlardan üstünden hainlerden kurtardığımız anda Türkiye bereketin sağlığın bolluğun esenliğin güzelliğin güvenliğin at koşturduğu gençlerimizin iş sahalarını bulduğu başımızın göğe erdiği bir dünya parçası haline gelecektir. Bu sıkıntılara rağmen 2008'de Türkiye dünya 7.'si oldu. Türkiye'ye gelen turist sayısı itibariyle ve gelir rakamlarıyla Türkiye geçtiğimiz yıl dünya 7.'si oldu. Kaynaklarımıza sağlığa eğitime turizme altyapıya ayırsa bereketimiz çok daha fazla olacaktır." dedi.

Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay, Valilikten ayrıldıktan sonra Belediye Başkanı Ahmet Eşref Fakıbaba'yı ziyaret ederek çalışmaları hakkında bilgi aldı. Buradan ayrılan Bakan Günay ve beraberindekiler önceki yıl ortaya çıkan Haleplibahçe'deki Amazon kraliçesinin bulunduğu mozaikleri gezdi. Mozaiklerin son halini gören Bakan Günay, çalışmalarından dolayı yetkililere teşekkür etti. Günay, burada gazetecilere yaptığı açıklamada: "Dünya çapında gelecekti ünlenebileceğini düşündüğü bir arkeolojik buluntu bu. Bölgede buna benzer çok buluntular var. Hatay'dan başlayarak Güneydoğu'ya doğru gittikçe buna benzer çok yerler var. Hepsini teker teker gördüm ama buradaki renkler santimetredeki taş çalışması çok önemli ve çok özenli bir şekilde işlenmiş. Çok büyük bir ustalık var. Çok önemli bir sanat eseriyle karşı karşıyayız. Gezdiğimiz alan koskoca bir saray yavrusunu barındırıyor. Bu saraya yapısı varsa çevrede de mutlaka bu sarayı yaşayan bir uygarlık var. Haleplibahçe dünyada gelecekti bilinen bir uygarlık merkezi olacağına ben bütün kalbimle inanıyorum."

Bakan Ertuğrul Günay, buradaki programının ardından Başbakan Recep Tayip Erdoğan'ın da katılacağı AK Parti Gaziantep İl Kongresi'ne katılmak üzere bu şehre hareket etti.

Erdoğan'dan muhalefete ağır eleştiri

AK Parti Genel Başkanı ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, doğrunun ışığından hiç ayrılmadıklarını, hiç ayrılmayacaklarını ifade ederek, ''İşte şimdi de tüm samimiyetimizle, açık yüreklilikle, art niyetsiz bir şekilde Türkiye'nin kanayan yaralarını tedavi etmenin gayreti içindeyiz. Terör bitsin istiyoruz, akan kan dursun istiyoruz. Gencecik fidanlar artık toprağa düşmesin istiyoruz'' dedi.

Erdoğan, Bingöl Şehir Stadı'nda düzenlenen il kongresine katılarak bir konuşma yaptı.

İllere, ilçelere, beldelere hizmet götürmeye devam ettiklerini anlatan Erdoğan, tüm ülkede olduğu gibi Bingöl'de de inançla ve şevkle seslerini yükselttiklerini söyledi.

''Durmak yok, yola devam'' diyerek hizmeti sürdüklerini dile getiren Erdoğan, kendilerine oy versin vermesin kadını, erkeği, genci, yaşlısı 71,5 milyon vatandaşın emanetinin omuzlarında olduğunu kaydetti.

Her bir Türkiye Cumhuriyeti vatandaşının yaşam tarzı, arzuları, adetleri, beklentileri, hürriyetleri, haklarının, kendilerinin öz güvencesi sayıldığını ve böyle kabul ettiklerini vurgulayan Erdoğan, şöyle konuştu:

''Partimiz, teşkilatımız kendisine verilen bu emanetin bilincindedir. Bu kutsal emanetin hassasiyetinin bilincindedir. Etnik kökenler üzerinden siyaset yapmadık, yapmıyoruz. Kimlik siyasetini siyasetimizin ana gövdesi yapmadık, yapmıyoruz. Yapanlar gibi de düşünmüyoruz. Çünkü bunu ayrımcılık olarak görüyoruz. İnsanların dinlerini, mezheplerini, renklerini, gelenek ve göreneklerini ayrıştırıcı bir şekilde siyasetimize asla alet etmedik, etmiyoruz. Bu ülkenin bin yıllar boyunca oluşmuş kardeşliğine kasteden hiçbir yaklaşım, hiçbir girişim bizim siyasetimizde kendisine yer bulamadı. Biz her zaman birleştirici, her zaman bütünleştirici, kucaklayıcı olduk. 81 vilayetin tamamında 780 bin kilometre karenin bütününde siyaset yaptık, yapmaya da devam ediyoruz. Türkiye'de kimi partiler milli duyguları istismar ederek, şehitlerimizi istismar ederek ülkenin doğusuna, Sivas'ın ötesine geçemeden siyaset yapıyorlar. Kimi partiler halkımızı hayali tehditlerle korkutarak, sanal korkuları, evhamları tedavüle sokarak yine ülkemizin belli kesimlerinden oy toplamanın gayretine giriyorlar. Kimi partilerse benim Kürt kökenli vatandaşlarımın, Doğu'daki, Güneydoğu'daki kardeşlerimin duygularını istismar ederek, sadece Türkiye'nin belli bir kesimine hitap ederek, Sivas'ın batısına geçmeyerek siyaset yapmanın mücadelesini veriyorlar.''

Bu üç siyaset tarzını da AK Parti'nin reddettiğini ve elinin tersiyle ittiğini belirten Erdoğan, ''AK Parti, istismar siyasetine asla tenezzül etmemiş ve bütün samimiyetiyle milletin karşısına çıkmıştır'' dedi.

''DİRENİŞLE KARŞILAŞTIK''

Bu nedenle 29 Mart seçimlerinde partisinin, ülkenin 7 coğrafi bölgesinde de birinci olduğuna işaret eden Erdoğan, AK Parti'nin 81 ilde halktan teveccüh gördüğünü ve yüzde 20 oy oranının altına düşmediğini söyledi.

Diğer siyasi partilerin çok çok geride kaldığını dile getiren Erdoğan, 6,5 yıl boyunca Türkiye'nin hangi kronik meselesine el atarlarsa, çözmeye çalışırlarsa çalışsınlar belli bir direnişle karşılaştıklarını ifade etti.

Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:

''Bu bazen bürokrasidir, bazen siyasettir. Siyasetçi de önünüzde ciddi bir engel olabiliyor. Çıkar çevreleri olabiliyor, hukuk dışı örgütlenmeler olabiliyor, hukuksuzluk olabiliyor, Ergenekon'da olduğu gibi... Bazen tamamı bir araya geliyor iş birliği, el birliği yapıyor ve üzerine üzerine geliyor. Çünkü Türkiye'nin sorunları var ama bir de bu sorunlardan beslenenler var. Bu sorunlardan kendilerine türlü çıkarlar sağlayanlar var. Hangi sorunu çözmeye kalkarsanız birilerinin kuyruğu acıyor ama biz ne dedik hani Mehmet Akif demiş ya 'Cehennem olsa gelen, göğsümüzde söndürürüz/ Bu yol ki Hak yoludur, dönme bilmeyiz, yürürüz/ Değil mi ortada bir sine çarpıyor, yılmaz/ Cihan yıkılsa emin ol bu cephe sarsılmaz.' İşte biz de 'milletimizden icazet aldık, milletimizden emanet aldık, arkamızda milletimiz var' dedik. 'Bu kararlılıkla Bingöl'ün, Bitlis'in, Diyarbakır'ın, Ankara'nın, İstanbul'un, Yozgat'ın, Çankırı'nın, Rize'nin, Artvin'in yükünü omuzlarımızda hissettik ve bu kararlılıkla bu yola devam ediyoruz' dedik.''

''HİÇBİR ENGEL KARŞISINDA YILMAYACAĞIZ''

Hiçbir engel karşısında yılmayacaklarını belirten Başbakan Erdoğan, hiçbir engelleme karşısında da vazgeçmeyeceklerini söyledi.

Erdoğan, şöyle devam etti:

''Kimi zaman yalanla geldiler üzerimize, iftirayla geldiler. Kimi zaman hukuk dışılıkla geldiler, hukuku çiğneyerek, hukuku kendilerine göre evirerek çevirerek geldiler; çeteyle geldiler, mavzerle geldiler, terörle teröristlerle geldiler. Hiçbirisine eyvallah etmedik, Bingöllü de etmedi. Hiçbirinin karşısında eğilmedik, bükülmedik; eğilmeyeceğiz, bükülmeyeceğiz. Doğruyu her zeminde, her yerde savunduk. Doğrunun ışığından hiç ayrılmadık, hiç ayrılmayacağız. İşte şimdi de tüm samimiyetimizle, açık yüreklilikle, art niyetsiz bir şekilde Türkiye'nin kanayan yaralarını tedavi etmenin gayreti içindeyiz. Terör bitsin istiyoruz, akan kan dursun istiyoruz. Gencecik fidanlar artık toprağa düşmesin istiyoruz. Ocaklar sönmesin analar yavruları için ağıt yakmasın istiyoruz. Doğu ve Güneydoğu'daki illerimiz kalkınsın, buradaki illerimizin, insanlarımızın batıdakilerden fırsat ve imkanlar noktasında hiçbir farkı kalmasın istiyoruz. Çünkü biliyoruz ki insan masumiyetine kastederek netice almak beyhude bir uğraştır. Lanetli bir yöntemdir. Bugünün dünyasında yeri yoktur, olamaz. Terörle şiddetle, öldürmekle hiçbir davaya hizmet edilemez. Hiçbir meşru hedefe ulaşılamaz. Hiçbir hak, en temel hak olan yaşama hakkını ortadan kaldırma gibi bir yöntemle elde edilemez.

''TERÖR, KARDEŞLİĞİN DÜŞMANIDIR''

Terör, insanlığın da hukukun de demokrasinin de kardeşliğin de düşmanıdır. Terörün çıkmaz bir yol olduğunu görmek, bu yanlış yoldan dönmek en doğrusudur. Çünkü biliyoruz ki yıllarca terör ortamının olumsuzluklarından beslenenler, güç devşirenler, menfaat sağlayanlar oldu. En önemlisi de terör ortamının devamını çözüm gayretlerinin önüne bir duvar gibi çektiler. Terör odaklarını bir engel olarak koydular.

Hükümet olarak her konuda çözümden yana olduk. Kronik sorunların çözümü için güçlü bir siyasi irade ortaya koyduk. Bazı sorunların mutlak bir çözüm yolu olmayabilir ancak önemli olan çözüm süreçlerini başlatmak, samimiyetle gayret göstermektir. Sorunları hafifletmek, çözüm yoluna koymak, meseleleri yumuşatmak olması gerekendir. Terörle mücadele 71,5 milyon vatan evladının ortak meselesidir. Ülkemizde kimlik siyasetini öncelikli mesele haline getirmek bu ülkeye ihanettir diye düşünüyorum. Biz ülkemizde Türküyle, Kürdüyle, Lazıyla, Zazasıyla, Çerkeziyle, Abhazasıyla tüm vatan evlatlarını 'yaradılanı yaradandan ötürü severiz' anlayışıyla seviyoruz. Hiçbir vatandaşıma farklı mesafede bulunamam, bunu da ihanet kabul ederim. Hepsine aynı mesafedeyim. AK Parti iktidarı hepsine eşit mesafededir.''

''SİHİRLİ FORMÜLLER YOK''

Onun için Türkiye'nin doğusundan batısına kalkınma hareketini başlatırken bunu hedef aldıklarını anlatan Erdoğan, ''Hiçbir zaman çözümsüzlüğü çözüm olarak görmedik, hiçbir zaman sorunlara gözümüzü yummadık. Çözüm süreçlerini baltalamak isteyenlere karşı herkese düşen sağduyuyu, fazileti, iyi niyeti ortaya koymaktır. Bütün siyasi partilerden biz bunu bekliyoruz. Diyoruz ki (herkes sorunun değil, çözümün bir parçası haline gelmek, çözüm süreçlerine katkıda bulunmak, sorumluluk duygusuyla hareket etmek durumundadır)'' dedi.

''Ortada sihirli formüller, geceden sabaha gerçekleşecek mucizeler yok'' diyen Erdoğan, ama bir çözüm iradesinin var olduğunu kaydetti.

Erdoğan, ''İyi niyet var, samimi bir gayret var. Sorunları ertelemeyen bir anlayış var. İşte bunun için diyoruz ki önümüzdeki dönemde herkes sorumluluk bilinciyle, itidalle, sabırla pozitif bir bakış açısıyla hareket ederse aşamayacağımız hiçbir engel yoktur. Her meselede demokrasinin, hukukun, kalkınmanın mücadelesini veriyoruz'' diye konuştu.

AK Parti Genel Başkanı ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgesinde kanı durdurmak, bölgeyi huzur ve istikrara kavuşturmak konusunda son derece kararlı olduklarını belirterek, ''Yalnız dikkat edin, muhalefet sadece terör örgütünden gelmiyor. Ankara'dan başını uzatamayan siyasetçiler, çözümü engellemek, çözümü kör düğüme çevirmek için tarihi rolleri yeniden üstenmiş durumdalar'' dedi.

Erdoğan, Bingöl Şehir Stadı'nda partisinin il kongresinde yaptığı konuşmada, Doğu ve Güneydoğu'ya iktidarları döneminde gerçekleştirilen yatırımları anlattı. 6,5 yılda bölgeye 12,5 katrilyon lira yatırım yaptıklarını belirten Erdoğan, bölgenin artık üniversitesi olmayan ili kalmadığını ifade etti.

''Tunceli'de üniversite var mı?'' diye bazı kesimlerin sorduğunu, artık bunun da gerçekleştiğini anlatan Erdoğan, kendilerini eleştiren, ''dikili ağacı olmayanların'', ''AK Parti'nin diktiği ağaçların gölgesinden faydalandığını'' söyledi.

Bu bölgenin gelişmesi için çaba sarf ettiklerini, dünyanın her yerinden öğrencilerin gelip buralarda eğitim görmeleri için çabaladıklarını dile getiren Erdoğan, ''Bizim aşkımız bu. Demokrasi, insan hakları, siyasi ve kültürel haklarda tarihi nitelikte açılımlar yaptık. En son TRT 6, Kürtçe olarak yayına başladı. Bunlar cesaretle atılmış adımlar. İşte bunlar kültürel bazda atılmış adımlar'' dedi.

Kimsenin bugüne kadar bunlara inanmadığını ama kendilerinin bunları gerçekleştirdiğini ifade eden Erdoğan, ülkenin dört bir yanını duble yollarla döşediklerini kaydetti. Okullar, hastaneler yaptıklarını anlatan Erdoğan, kısa bir süre sonra da Bingöl de modern bir devlet hastanesi açacaklarını bildirdi.

''İSTİSMAR ZEMİNİNİ YİTİRENLER PANİĞE KAPILDILAR''

Tüm bu adımların ardından, daha önce söz ettiği ''odakların, istismar zeminini yitirdikleri için paniğe kapıldıklarını'' ifade eden Erdoğan, şöyle konuştu:

''Onlar, kardeş kavgası istediler. Ama bunu başaramadılar. Bunun için paniğe kapıldılar. Yolsuzluk istediler, ama yolsuzluk azaldıkça paniklediler. İstikrarsızlık istediler, bölge istikrara kavuştukça paniklediler. Emniyetsiz bir ortam arzuladılar, bölge huzura kavuştukça paniklediler. Şimdi çözüm konusunda sonuca çok daha yakınız. İnşallah önümüzdeki hafta içerisinde bir basın toplantısıyla gerek istihdam gerekse yeni yatırımların teşvikiyle ilgili bir açıklamamız olacak. Bütün bunlarla birlikte bölgemizde yeni bir dönemi aşkla, heyecanla sürdürmek istiyoruz. Kanı durdurmak, bölgeyi huzur ve istikrara kavuşturmak konusunda son derece kararlıyız.

Ama şimdi de provokasyonlarla bu işi engellemenin gayreti içindeler. Mayınlarla, kalleşçe saldırılarla bu ülkenin güvenlik güçlerini hedef alarak süreci baltalamak istiyorlar. Buna da izin vermeyeceğiz, inanıyorum ki en başta bu bölgede yaşayan kardeşlerim, bu provokasyonlara alet olmayacak. Bingöl, Perşembe günü sevgili evladımız Özkan Dumlu'yu, şehidimizi, Ulu Cami'den son yolculuğuna uğurladı. Bütün Türkiye ile birlikte Bingöl de şehidine, şehitlerine ağıtlar yaktı. Kendisine bir kez daha Allah'tan rahmet diliyorum. Acılı ailesine, Bingöl'e, milletimize baş sağlığı diliyorum.

Biz artık bu acıları yaşamak istemiyoruz. Yurt içinde de Kürt kökenli vatandaşlarımızın tümünü terörizmle bağdaştıran zihniyeti, psikolojik duvarı yıkmanın mücadelesini veriyoruz. Kürt kökenli vatandaşlarımız anıldığı anda terörün anılmasını istemiyoruz. Yalnız dikkat edin, muhalefet sadece terör örgütünden gelmiyor. Ankara'dan başını uzatamayan siyasetçiler, çözümü engellemek, çözümü kör düğüme çevirmek için tarihi rolleri yeniden üstenmiş durumdalar. Benim iki sene, üç sene, dört sene önce söylediklerimi bugün söylemeye başlayan siyasetçiler var. O gün söylediğim zaman, o gün farklı yaklaşanlar, benim o gün söylediklerimi şimdi söylemeye başladılar. Yeni mi uyandınız? Neredeydiniz bu güne kadar? Zihinlerinde, lügatlarının da ne kadar kin dolu olduğunu görün. Ne kadar kin dolu kelime varsa görün diye söylüyorum. İhanet gibi, gaflet gibi, bölücülük gibi kolay kolay ağza alınmayacak kelimeleri adeta ağızlarına sakız ettiler. Ben bunları söylediğim zaman bana böyle hitap ettiler. Böylesine seviyesiz bir siyasetle, böylesine düşük bir siyasi profilin, böylesine yakışıksız siyasi üslup, bizim siyasi tarihimizde hiç olmamıştır.''

SURİYE SINIRINDAKİ MAYINLARIN TEMİZLENMESİ

Şimdi benzeri bir davranışın Suriye sınırındaki mayınların temizlenmesine ilişkin yasal düzenleme de yaşandığını anlatan Erdoğan, ''O bölgenin mayınlardan temizlenerek, ülkemizin çıkarlarına, milletin çıkarlarına getirelim diye attığımız adıma karşı neler söylemediler. 'Burayı, İsrail'e verecek' dediler. 'Burayı, peşkeş çekecek' dediler. Bunları söylediler'' diye konuştu.

Bununla ilgili Salı günü yapılacak AK Parti TBMM Grup Toplantısında geniş bir değerlendirmesi olacağını ifade eden Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:

''Biz yaptığımız işi inanarak, bilerek yapıyoruz. Bütün değerlendirmeleri A'dan Z'ye yaptık. Olumlu bir yaklaşım söz konusu değil, her zaman engellemek, her şeyle. Sadece olay, Suriye sınırı değil. Suriye tarafında mayınlı bölgeler yok. Bakın Suriye dün, 20-25 yıldır orada mahkum bulunan 4 vatandaşımızı, Cumhurbaşkanımızın ve şahsımın ricaları sonucunda serbest bıraktı. Dün onlar da ailelerine kavuştular. Bu iyi niyetler, karşılıklı dayanışmalar bu neticeleri doğurmaya başladı. Kinden, nefretten bir şey olmuyor. Bunu uluslararası düzeyde başarıyoruz da kendi ülkemizin içerisindeki siyasilerle başaramamanın sıkıntısını yaşıyoruz. Aynı parlamentonun çatısı altında, bunu başaramamanın sıkıntısını çekiyoruz. Sürekli engellemek, kanunları çıkarmamak için ellerinden geleni yapıyorlar. Bunlar ülkeye hizmet değildir. Bunlar vatana hizmet değildir. Engellemek suretiyle bir yere varılmaz. Bugün kaynakların çeşitlendirilmesi noktasında sistemler var. Bu sistemleri değerlendirmek zorundayız. Ama bunlar geçmişte bunların hiçbirin yapmadılar, yapamadılar. İktidar oldular, sorun bunları ne yaptılar. Cevapları yok. Ama bunları da aşacağız. Demokrasi, hukuk içinde bunları da geride bırakacağız.''

Yıllar öncesine göre, Türkiye'nin çok daha ileri noktalara eriştiğini belirten Erdoğan, ülkenin değişmeye başladığını söyledi. Eğitimdeki, sağlıktaki ilerlemelere işaret eden Başbakan Erdoğan, tüm bu yapılanlara rağmen araya nifak sokmaya çalışanların olduğunu, ama bunlara fırsat verilmemesi gerektiğini kaydetti.

Huzura ve istikrara vurgu yaparak, hayallerin gerçekleşeceğini ifade eden Erdoğan, AK Parti'nin bu hayalleri gerçeğe dönüştürmek için çalıştığını bildirdi.

''GÜN BİRLİK VE BERABERLİK GÜNÜDÜR''

''Gün birlik ve beraberlik günüdür'' diyen Erdoğan, ''Birliğimize, kardeşliğimize, muhabbetimize gölge düşürmeye, huzurumuzu, selametimizi sabote etmeye çalışanlara asla fırsat vermemeliyiz. Bugün her zamankinden daha çok birbirimize kenetlenmeliyiz. Biz bu aziz milleti seviyoruz, bu güzel ülkeyi seviyoruz. Bu vatanı, bu bayrağı aynı hisle bağrımıza basıyoruz'' dedi.

Bingöl'e yapılan yatırımlarla ilgili bilgiler de veren Erdoğan, yatırım planları çerçevesinde ile bir havaalanının yapılması için gerekli çalışmaların başlatıldığını bildirdi. Bingöl Milletvekili Cevdet Yılmaz'a bakanlık görevi verdiklerini, bunun da ile verilen önemin göstergesi olduğunu anlatan Erdoğan, millete efendi olmaya değil, hizmet etmek için iktidara geldiklerini ifade etti.

Kendileri için makamların, mevkilerin, koltukların gelip geçici olduğunu kaydeden Erdoğan, şunları söyledi:

''Asıl olan eser üretmek, hizmet etmek, gönül kazanmaktır. Bir gün bu makamlardan ayrıldığınızda ardınızda hoş bir seda bırakmaktır amaç. Şairin dediği gibi, baki kalan bu kubbede hoş bir seda imiş meğer. Biz bunun peşindeyiz. Bizim için milletimizin hayır duasını almaktan, gönlünü kazanmaktan daha büyük bir mutluluk olamaz. Çünkü biz dertli bir partiyiz, milletin derdiyle dertlenmiş bir kadroyuz. Biz bugüne kadar bu gayretle bu yola devam ettik. Ülkemizin en batısından, en doğusuna, en kuzeyinden, en güneyine bu anlayışla hizmete devam ettik. Bundan sonra da bu kararlılıkla bu yola devam edeceğiz. 81 vilayetimizin huzuru, 71,5 milyon vatan evladımızın huzuru için aynı aşkla, sevdayla bu yola devam edeceğiz.

Milletin emanetini bugüne kadar yere düşürmedik. Bundan sonra da düşürmeyeceğiz. Türkiye'nin menfaatlerini sıkı sıkıya koruyacak, kıyasıya savunacağız. Benim her bir arkadaşım bu harekete yüreğini koymuş. Her bir gönüldaşım, teşkilatımın her bir mensubu bu anlayış içinde oldu. Bundan sonra da bu anlayışla yolumuza devam edeceğiz. Şunu da açık yüreklilikle ortaya koymak zorundayız, eğer bu hareket içinde, kadrolarımız içinde kendisini yorgun, bitkin, tükenmiş hisseden arkadaşlarım varsa onlar kenara çekilsin dinlensinler. Eğer heyecanını kaybeden, coşkusunu kaybeden, azmini ve kararlılığını tüketenler varsa onlar arkalarından gelene yol versinler. Eğer kalbinde, yüreğinde, ruhunda, zihninde bu harekete ilişkin bir şüphe hissetmeye başlayanlar varsa onlar kendilerini sorgulasın. Zira biz, diğer siyasi partilerden çok farklıyız. Açık söylüyorum, bu partiden yozlaşma bekleyenler, beyhude beklerler. Bu partinin zamanla yıpranacağını düşünenler boş düşünürler. İktidarın bu partiyi yoracağını, yorgun düşüreceğini zannedenler hayal kırıklığına uğrarlar. Biz her yeni günle birlikte yeniden doğarız, yeniden tazeleniriz. Biz her ulaştığımız zirvede yola yeniden devam ederiz. Ulaşacak yeni zirvelere yöneliriz.''

Erdoğan, kongrenin yapıldığı stadyuma AK Parti'ye ait otobüsle gelirken, çocuklara oyuncak dağıttı. Erdoğan, daha sonra Bingöl Valiliği'ne geçti. Erdoğan, burada Vali İrfan Balkanlıoğlu'ndan ilin sorunlarına ilişkin bilgi aldı.

Başbakan Erdoğan Bingöl'de!

Sabah Ankara'dan uçakla Elazığ'a gelen Başbakan Erdoğan'ın taşıyan helikopter saat 12.40 sıralarında Bingöl 49'ncu Motorlu Piyade Tugay Komutanlığı pistine indi.

Erdoğan'ı taşıyan polis helikopterine güvenlik amacı ile askeri kobra helikopterleri de eşlik etti. Erdoğan buradan otobüsle il merkezine geçip Şehir Stadyumu'nda yapılacak AK Parti Bingöl İl Başkanlığı Kongresi'ne katılacak.

Önceki gün Hakkari'nin Çukurca ilçesindeki mayın saldırısında hayatını kaybeden er Özkan Dumlu'nun Sarıçiçek köyündeki ailesine taziye ziyaretinde de bulunması beklenen Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın, Bingöl Valiliği ve Bingöl Belediyesi ziyaretinin ardından Ankara'ya dönmek için helikopterle Elazığ'a geçmesi bekleniyor.

CHP'li başkanın işten atma bahanesi

Didim'de iki dönemdir Belediye Başkanlığı yapan CHP'li Mümin Kamacı, kendisine ve yardımcılarına 'Domuz Büyüsü' yaptığı gerekçesi ile belediye çalışanı iki bayanın işine son verildiğini açıkladı.

İşten atılan bayanlardan Fatma Eryürek ise kendilerine haksızlık yapıldığını iddia ederek, bahse konu güvenlik kamerası görüntülerinin Didim halkına izletilmesini istedi. Ayrıca Belediye yetkilileri domuz büyüsü yaptığını iddia ettikleri bayanlara ait olduğu ileri sürülen güvenlik kamerası görüntülerini basın mensuplarına da vermediler.

İddiaya göre Didim Belediyesi'nde çalışan 2 bayan Belediye Başkanı Mümin Kamacı ve yardımcılarını büyü yapmak için öğlen tatilinde makam odaların kapılarına domuz yağı sürerek büyü yaptılar. Yine iddiaya göre yerlerin ve kapılan kayganlaşması ve silinmesine rağmen kapıların ve çeşitli yerlerin temizlenmediğini gören belediye çalışanları güvenlik kamerası görüntülerini geriye dönük izlediklerinde Fatma Hatuk Eryürek ile Ayşegül Menderes adlı belediyede çalışan iki bayanın kayganlaşan yerlere bir şeyler sürdüklerini gördüklerini belirttiler.

Kendisine ve yardımcılarına büyü yapıldığını iddia eden Didim Belediye Başkanı Kamacı haftalık düzenlediği basın toplantısında "Yapılan bu olay belediyemizin güvenlik kameralarıyla tespit edilmiştir. Bu kişiler ne amaçla buraya girdiği öğrenildikten sonra Disipilin Kurulu kararıyla işlerine son verilmiştir" dedi.

Kurulu'nun verdiğini kaydeden Belediye Başkanı Mümin Kamacı, "Fatma Hatuk Eryürek ve Ayşegül Menderes adlı bayanın işine son verildi. İşten çıkarılma nedeni ise öğle mesai arasında Belediye Başkanlığı makamına girerek benim oturduğum makamının koltuklarına ve ayrıca Belediye Başkan Yardımcımız Ahmet Karaoğlu'nun makamına ve kapılarını bir şeyler sürdükleri ve araştırdığımızda ise sürdükleri şeyin domuz yağı olduğu ve büyü yapmak amacıyla buraya girdiklerini öğrendik. Bu olayı yaptıkları belediyemiz güvenlik kameralarınca tespit edilmiş bulunmaktadır" ifadelerine yer verdi.

Büyü olarak adlandırılan olayı gülünç ve komik bulan Başkan Kamacı "Artık çay ocaklarına dair kamera koyma niyetimiz var. Bu tür olayların arkasından öldürülme olayları dahi çıkabilirdi, bu nedenle tedbir alacağız" dedi.

Konuyla ilgili olarak işten çıkarılan Fatma Hatuk Eryürek işten atılmasıyla ilgili olarak yaptığı yazılı basın açıklamasında "Bizler devletin kadrolu işçisiyiz. Norm kadro bazında verilen haklarda tayin olabilmemiz bile mevcuttur. Aynı 657 sayılı Memurlar Kanunundaki gibi benzeri haklara sahip olduğumuz vurgulanmıştır. Nasıl oluyor da iş akdinin sonlandırılmasına yetkili olmayan disiplin kurulu tarafından işten çıkartabiliyorsunuz. Yasal hakkımızı arayacağız.

Didim'in bu kadar çözülmesi gereken sorunu varken tek sorun işçiymiş gibi hareket edilmesi doğrusu çok düşünülecek bir şeydir. Bana gönderilen tebligatta manasının ne olduğunu anlayamadığım sebeple işten çıkarıldım. İnsanların onuru, gururu, haysiyeti, şerefi ve ekmeği ile oynamak bu kadar kolay mı? Sonuna kadar hakkımı savunacağım" dedi.

Abdullah Gül, IMF için ilk defa konuştu!

Cumhurbaşkanı Gül, Türkiye'nin IMF ile yürüttüğü müzakerelere ilişkin, ''Bunlar gözü kapalı yapılacak işler değil, ekonomi yöneticileri enine boyuna tartacaktı

Etiketler

sayaa

yükleme oyunları seçim sonuçları
 
sayfa_f1d9fabdd31b3d2d.html