Son anketler,adaylar,2011,,anket sonuçları,il il milletvekilleri,aday isimleri,Son anketler,seçim sonuçları

22 Kasım 2009 Pazar

Kılıçdaroğluna şok

Avusturya'nın başkenti Viyana'da CHP İstanbul Milletvekil Kemal Kılıçdaroğlu ve CHP Tunceli Milletvekili Ali Kılıç'ın katıldığı panel öncesi olaylar çıktı.

2 KİŞİ YARALANDI
Yaklaşık 60 kişilik bir grup, panelin yapıldığı Mozaik Derneği salonunu işgal ederek, sloganlar attı.

Salonda gerilimin tırmanması ve arbede yaşanması üzerine Kılıçdaroğlu ve Kılıç'ı Viyana'ya davet eden Avuturya Alevi Federasyonu'na bağlı Viyana Kültür Birliği yöneticileri Avusturya polisinden destek istedi.

Çıkan arbedede 72 yaşındaki Sadi Çay adlı vatandaş yüzünden yaralanırken, 16 yaşındaki bir gencin ise ayağının kırıldığı bildirildi. Adı açıklanmayan gencin ambulansla hastaneye kaldırıldığı açıklandı.

ÖYMEN'E TEPKİ BÜYÜYOR
Ayrıca, panel yapıldığı yere gelen Avusturya polisi protestocuları zor kullanarak salon dışına çıkarttı. Ortalığın sakinleşmesi üzerine, Kılıçdaroğlu ve Kılıç'ın panele başladığı kaydedildi.

CHP Milletvekili Onur Öymen'in TBMM'deki konuşmasının tepki alması üzerine Kemal Kılıçdaroğlu ve Ali Kılıç, Almanya ve Avusturdaki kent ve kasabalarda, Dersim ve Öymen ile ilgili açıklamalarda bulunarak paneller düzenliyor. Dün, Kılıçdaroğlu ve Kılıç'ın bulunduğu Avusturya'nın Pirol eyaletine bağlı İnnsburck kentinde benzer protesto gösterileri yaşandı

16 Kasım 2009 Pazartesi

Erdoğan otobüse muavinlik yaptı

Başbakan Erdoğan, Ankara-İzmir bölünmüş devlet yolunun açılışının ardından, Manisa’nın Turgutlu ilçesinde yapımı geçtiğimiz yıl tamamlanan Irlamaz Çayı Rekreasyon alanına gelen Başbakan, burada halka hitap etti.

Turgutlulu vatandaşların kendisini görememesi üzerine otobüsün şoförüne aracı önce ileriye, sonra geriye doğru almasını istedi. Aracı, ''Gel bakalım sağ yaparak, geri gel. Sol yap, şimdi sol, sol, sol. Gel daha gel'' diye mikrofonla şoföre seslenerek, vatandaşların iyi gördüğü noktaya yerleştirdi.

Vatandaşlara milli birlik bütünlük projesi hakkında bilgi veren Başbakan Erdoğan, Türkiye'nin milli birliğini, kardeşliğini istemeyenler bulunduğunu, milli birlik ve kardeşlik sürecinin bir hedef olduğunu, bunu hep birlikte gerçekleştirmek istediklerini söyledi.

''Milli birliğimizi istemeyenler var. Kardeşliğimizi istemeyenler var, kıskananlar var. Biz ne diyoruz, milli birlik ve kardeşlik süreci bu bir hedef. Hep birlikte bunu gerçekleştirelim'' diyen Başbakan Erdoğan, şöyle devam etti:

‘’Bu ülkede Türk'ü, Kürt'ü, Laz'ı, Çerkez'i, Abaza'sı, Roman'ı böyle bir ayrım olmasın. Yaradılanı yaradandan ötürü sevelim, bunu istiyoruz. Efendim bu Kürt'müş, bu şuymuş, buymuş, bırakalım bu işleri ya. Biz Kürt kökenli vatandaşlarımıza da Türk'üne, Laz'ına, Çerkez'ine hepsine aynı mesafedeyiz. Değişen bir şey yok. Yapamayız. Niye? Çünkü biz yaradandan ötürü seviyoruz. Biz bu millete efendi olmaya değil, hizmetkar olmaya geldik. Bizim farkımız bu ve Güneydoğu, Doğu Anadolu. Bu bölgelere hiçbir dönemde gitmeyen hizmeti biz götürdük. Şurada 7 senede oraya götürdüğümüz hizmet 15 katrilyona ulaştı. Hiçbir dönemde olmadı bu, şimdi oldu. Duble yol hak getire, nerede, orada böyle bir şey yoktu, ama şimdi var' dedi.

kullan

Erdoğan, 'Eğitimde okullar, en ücra köşelerde bilişim teknolojisinin uygulandığı okullar var. Bugün Hakkari'ye gidin, merkezinde 150 yataklı modern hastaneyi yaptık ve açılışını ben yaptım. Yüksekova'da 150 yataklı hastaneyi yaptık, kendim yaptım açılışını. Şemdinli'de su yoktu, bunu da yaptık. Burada da 300 yataklı devlet hastanesi başladı. Okullar aynı şekilde. Yollarımız aynı şekilde. Ve sağ olsun başarılı da bir belediye başkanımız var. Turgutlu Belediye Başkanı Serhat Orhan çok çalışkan bir kişilik hamdolsun, bak şu gördüğünüz meydan var ya. Türkiye'de bırakın ilçeleri, illerde bile böyle meydan bulamazsınız. Böyle bakımlı park bulamazsınız. Kadrini kıymetini bilin. Yani yarın seçim yok. 5 sene sonra var, ama şimdiden söylüyorum. Onun için çok çalışacağız. Çok gayret edeceğiz, inşallah daha güzellerini göreceğiz. Turgutlu Türk’ü, Kürdü, Lazı, Çerkez ile kardeşçe yaşanan 130 Bin nüfuslu dev şehir havası güzel iklimi güzel,hele hele insanı dahada güzel Turgutlulu hemşerilerime sevgi ve saygılarımı sunuyorum’’dedi.

13 Kasım 2009 Cuma

Erken seçim mi?

Genel olarak siyasi geçirgenliğin azaldığı söylenebilir. Yani geçmişte bir siyasi partiye oy verenlerin bugün yeni bir parti tercih etmeleri ihtimali azalıyor. Özellikle siyasi iktidarın politikalarına karşı olmamakla birlikte uygulamadaki şikayetleri nedeniyle ona yönelenlerin az olacağı söyleniyor.

Mesela darbe karşıtı olmakla birlikte onlara yönelik tavrın şiddeti ve herhangi bir şefkat içermemesi iktidarı desteklemesi mümkün olan kişileri ürkütüyor. Darbecilerin hastalığı bahane ederek hapishane dışında kalmaları kadar hiç kimsenin hasta olmadığı ama kaçak olduğunun söylenmesi de şefkat eksikliği olarak algılanıyor.

MHP’nin sert muhalefeti gelişmeleri engellemek amacı taşımıyor. Özellikle bu muhalefeti sokağa taşımamak için sarf ettiği gayret büyük önem taşıyor. Muhalefetinin amacının geçirgenliği azaltmak ama izlenen politikayı engellememek olarak tanımlanabilir.

CHP’nin benzer bir tavır içinde olduğu söylenebilir. Uygulanan politikanın bir devlet politikası olduğunu anlıyor ve tüm çabasını kendisini destekleyen kitleyi korumak hatta çoğaltmak için sarf ediyor.

Her iki partinin de bu politikalarında başarılı olduğu ve seçmenlerini koruduğu söylenebilir.

Her ekonomik sorun gibi yaşanan kriz iktidarı örseliyor. Ancak alternatif bir proje sunulmadığı için bunun iktidara yönelişi ne ölçüde etkileyeceği bilinmiyor.

Yeni oluşumların toplayacağı oyların etkileri genel olarak iktidara yarayacak gibi görünüyor. Mesela Sarıgül’ün partisi CHP’nin oylarını azaltır ve geçmişte Genç Parti’nin oynadığı rolü tekrarlayarak iktidara destek sağlar.

DP’nin stratejisi henüz bilinmiyor. Büyük ihtimalle geleneksel büyük sermaye ile ittifak yapacak ve onun kontrolündeki medyanın desteğini alacak. Bu tüm partilerin oylarında bir azalmaya neden olabilir ve erken seçim sonrası kurulacak bir koalisyona ortak olabilir.

Sonuç ne olursa olsun bugün uygulanan açılımların ve dış politikanın değişmeyeceği söylenebilir. Seçim sürecinde her partide bir arınmanın yaşanacağı ve genel çizgi dışında kalanların tasfiye edilmesi beklenir.

Önümüzdeki dönemde bir Kürt partisinin varlığını sürdürmesi zor görünüyor. Yani bu kesim ulusal partiler içinde yer alacaklardır. Çünkü çözülebilecek her sorun ulusal partiler tarafından çözülmüş olacak ve bu sınırı aşan taleplerin gerçekleşmeyeceği anlaşılacaktır.

Yeni bir seçimde yüzeyde nelerin olacağı kestirilemese, yani iktidarı kimlerin ele olacağı bilinmese bile bugün izlenen politikaların ana hatlarıyla aynı kalacağı söylenebilir. Eğer böyle ise bu çatışma görüntüsünün sebebini sorarsanız bir arınma sürecinin yaşandığını söylerim. Birbiriyle çatışması gerekenlerin yan yana olması, muhalefetin sert ama engel çıkarmayan bir çizgide bulunmaları hayra alametti

Saadet Partisi'nin erken seçim tarihi

Saadet Partisi (SP) Genel Başkan Yardımcısı Ahmet Sünnetçioğlu, Kürt sorununun kardeşlik şuuru içinde çözülmesi gerektiğini belirterek, "Siyasi ve hukuki bir reform ve yeni bir anayasa şart." dedi. Sünnetçioğlu, 24 Ekim 2010'da erken seçim olacak şekilde çalışmalarını sürdüreceklerini kaydetti.

Partisinin Batman'da düzenlediği 20. Bölge Eğitim Semineri'ne; eski Adalet Bakanı Genel Başkan Yardımcısı Şevket Kazan, Genel Başkan Yardımcıları Ahmet Sünnetçioğlu, Lütfü Esengül, Mücahit Yanılmaz ve Teoman Rıza Güneri de katıldı.

Programda konuşan Sünnetçioğlu, 'demokratik açılım' konusunda hükümeti eleştirti. Sünnetçioğlu, konunun siyasi rant ve risk kaygısı taşımadan ele alınması gerektiğini söyledi.

MHP ve CHP'nin yaklaşımını da eleştiren Sünnetçioğlu, "Bu konuda herkes düşüncesini açıkça söylemeli. Biz daha ilk baştan bu konudaki düşüncemizi asçıkça ifade ettik. Vatandaşın kendini özde vatandaş olarak kabul edeceği bir anayasa yapılmalı. İnsanlar mağdur olmuştur bunun için ekonomik ve sosyal telafi programları hazırlanmalı. Faili meçhuller envanteri çıkartılıp gerekirse devlet özür dilemeli." diye konuştu.

Sünnetçioğlu, 24 Ekim 2010'da erken seçim olacak şekilde çalışmalarını sürdüreceklerini kaydetti.

SP'nin Batman, Siirt, Şırnak ve Mardin il teşkilatları temsilcilerinin de katıldığı seminerde konuşan Şevket Kazan da, toplantının amacının Milli Görüş politikaları ve iktidarları döneminde yapılan hizmetleri anlatmak olduğunu dile getirdi.

Kazan, "Ekran başka, gerçek hayat başkadır. Başbakan ekrandan konuştuğunda her şeyi güllük gülistanlık gösteriyor; ancak halk ile konuştuğumuzda durum farklı kadınlar tencerelerde aş yerine dert kaynatıyor." şeklinde konuştu.

Kılıç: Açılım, problemsiz görüşülecektir

AK Parti Grup Başkanvekili Suat Kılıç, ''demokratik açılım'' konusunda TBMM'deki oturumun herhangi bir problem olmadan gerçekleşeceğini söyledi.

Soruları yanıtlayan Kılıç, bugünkü görüşmeye ilişkin görüşünün sorulması üzerine, demokratik açılımın barışın, kardeşliğin, esenliğin egemen olmasını amaçlayan bir süreç olduğunu belirterek, ''Dolayısıyla görüşmelerin bu çerçevede cereyan etmesini yürekten arzu ediyoruz'' dedi.

Sürecin amacının belli olduğunu ifade eden Kılıç, hukukun üstünlüğü, demokrasinin standartlarının yükseltilmesi, özgürlüklerin pekiştirilmesi ve birey odaklı yaşam felsefesinin bireyin yasalar ve anayasa önündeki eşitliğinin temin edilmesinin amaçlandığını kaydetti.

Kılıç, şöyle konuştu:

''Dolayısıyla bu çerçevedeki bir tartışmanın herhangi bir farklı görüntüye yol açmayacağı kanaatindeyiz. Anayasa'nın ilk 3 maddesi çerçevesindeki bir demokratik açılım süreci bizim olmazsa olmazımızdır. Nedir bunlar? Türkiye devleti bir cumhuriyettir, Türkiye cumhuriyeti üniter bir devlettir, demokratik, laik ve sosyal bir hukuk devletidir. Türkiye devletinin resmi dili Türkçedir, Başkenti Ankara'dır, bayrağı ay yıldızlı al bayraktır. Bu çerçevenin dışına taşmayacağına göre, Türk toplumu, huzur, güvenlik, özgürlük istediğine göre herhangi bir problem söz konusu olmadan bu tartışmalar yaşanacaktır.''

Meclis Genel kurulunda kendisinin de içinde yer aldığı tartışmanın anımsatılması üzerine de Kılıç, şunları söyledi:

''Biz bu süreçte hep şunu ifade ettik. Totaliter rejimlerde de monarşilerde de mutlaka iktidar var, ama muhalefet sadece demokrasilerde var. Dolayısıyla muhalefetin eleştiri hakkına saygılıyız. Ancak eleştiri hakkı hiç kimseye hakaret etme özgürlüğünü vermiyor. Eleştirilerin demokrasiye uygun, hukuka, insan haklarına saygılı ve kaliteli bir siyasi hayata hizmet edecek çerçevede şekillendirilmesi gerektiği kanaatindeyiz.''

Kılıç, telefon dinlemeleri ile ilgili bir soruyu yanıtlarken de bu süreçte AK Parti'nin temel felsefesinin hukukun üstünlüğüne saygı çerçevesinde gerçekleştiğini belirtti. Kılıç, ''Yapılan yayınlarda Adalet Bakanlığının dün yaptığı açıklamalarını üzülerek görüyoruz. Yayınlarda tarafsızlık ilkesine riayet edilmeli. Bakanlığın yaptığı açıklamalar dikkate alınmalı. Bakanlık, dinlemeler ile ilgili iddiaların doğru olmadığı noktasında bir açıklama yaptı. Bu açıklama dikkate alınmalı. Ama genel çerçeve bağlamında ifade ediyorum; Hukuk herkese lazım. Herkes hukukun üstünlüğüne ve yargının bağımsızlığına saygılı olmak durumunda'' diye konuştu.

11 Kasım 2009 Çarşamba

Gül, Erdoğan'ı kabul etti

Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ı kabul etti. Başbakan Erdoğan, haftalık olağan görüşme için saat 15.55'te Çankaya Köşkü'ne geldi.

Çankaya Köşkü'ndeki haftalık olağan görüşme, bir saat 10 dakika sürdü.

Etiketler

sayaa

yükleme oyunları seçim sonuçları
 
sayfa_f1d9fabdd31b3d2d.html