Son anketler,adaylar,2011,,anket sonuçları,il il milletvekilleri,aday isimleri,Son anketler,seçim sonuçları

14 Aralık 2009 Pazartesi

bahçeliyi çıldırttılar

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, Türkiye'nin tehlikeli bir cepheleşme sürecine sürüklendiğini iddia ederek, "İnsanlar daha önce komşu, bakkal, manav, işçi, memur, dost ve arkadaş olarak gördükleri kişilerde, etnik köken ve mezhebe dayalı kimlik sorgulamaya başlamışlardır. Bu gidişatın, iddia edildiği gibi barış ve huzurla, demokrasi ve hürriyetle, kalkınma ve refahla, kaynaşma ve kardeşlikle hiçbir ilgisinin olmadığı milletimiz tarafından anlaşılmıştır" dedi.

TBMM Genel Kurulu'nda 2010 Bütçesi'nin tümü üzerindeki görüşmelerde Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) grubu adına konuşan Genel Başkan Bahçeli, 2009 bütçe yılının, Türk milleti açısından üzüntü verici olayların, hayal kırıklığı ve talihsizliklerin yaşandığı bir yıl olduğunu öne sürerek, "Bizi biz yapan, bir arada tutan ortak değerlerin kaynaştırıcılığı yerine, tarihi ve kültürel derinliği olmayan yapay farklılıkların ayrıştırıcılığı üzerinden siyaset yapıldığı bu dönemde iktidar gücü, kronikleşen sorunlara çözüm üretmek için kullanılmak yerine istismar, gerilim ve kutuplaşma yönünde kullanılmıştır. Sorunlar karşısında başarısızlığa uğranılan her durumda geçmişi suçlama geleneği sürdürülmüştür. Vatandaşın ekonomik ve sosyal hayatına ilişkin beklentilerinin boşa çıktığının farkına varıldığı her durumda mutlaka bir istismar vesilesi bulunmuştur. Sistemli gayretlerle yıpratılan devlet ve toplum hayatımızın hemen her alanında yaşanan kutuplaşma ve cepheleşmeler giderek derinleştirilmiştir" diye konuştu.

Bahçeli, ekonomik gelişmelerin de, yaşanan genel bunalımdan farklı bir seyir izlemediğini, yatırımların azaldığını, üretimin daraldığını, borçlanmanın arttığını, yoksulluğun derinleştiğini, çığ gibi büyüyen işsizliğin sosyal hayatı tehdit eder hale geldiğini iddia etti. Siyasi ve ahlaki çürümenin devlet ve toplum hayatını kapladığını savunan Bahçeli, bunun sonucunda devlete ve adalete olan güven duygusunun zedelendiğini öne sürdü.

Yürütülen dış politikanın da Türkiye'nin milli menfaatleri bakımından kaygı verici olduğunu ileri süren Bahçeli, herkesin huzur içinde olacağı bir güvenlik sistemi ve herkesin adaletine güvendiği bir yargı sisteminin tesis edilemediğini savundu. Etnik tahriklerin arttığını savunan Bahçeli şöyle konuştu:

"Türkiye tehlikeli bir cepheleşme sürecine sürüklenmiştir. İnsanlar daha önce komşu, bakkal, manav, işçi, memur, dost ve arkadaş olarak gördükleri kişilerde, etnik köken ve mezhebe dayalı kimlik sorgulamaya başlamışlardır. Ve bu gidişatın, iddia edildiği gibi barış ve huzurla, demokrasi ve hürriyetle, kalkınma ve refahla, kaynaşma ve kardeşlikle hiçbir ilgisinin olmadığı milletimiz tarafından anlaşılmıştır. Yüzleşme adı altında milli tarihimizi karalama kampanyaları milli sorunları sözde çözme iddialarıyla hız kazanmıştır. Bugün geldiğimiz noktada vatandaşlarımızın geleceğe daha umutlu bakmasını sağlayacak bir ekonomik ve sosyal yapı söz konusu değildir. Bütün bunların milletin gözünden kaçırılması için, aklın, izanın, gerçeklerin karartılması için maddi çıkar ilişkileri tesis edilen yandaş medya oluşturulmuştur. Bütün çabalara rağmen hükümetin sipariş verdiği haber ve yorumları yayınlamakta direnen medya unsurlarına ise baskı ve dayatma başlatılmıştır."

Bahçeli, 2009 yılında ekonomik sorunların hiçbir dönemde olmadığı kadar milleti zayıf ve yorgun düşürdüğünü, uluslararası ilişkilerin ağır bir zafiyet göstermeye başladığını ve bölücü saldırıların, devlete ve millete yönelik meydan okumaların toplumda tehlikeli bir gerilim ortamını ortaya çıkarttığı kaybedilmiş bir yıl olarak hatırlanacağını iddia etti.

"UÇURUMUN KENARINA GELEN DEVLET VE TOPLUM HAYATI CİDDİ BEKA SORUNUYLA MUHATAP"

Türkiye'nin, başarısız bir yönetim altında varlığı ve bütünlüğü tartışmalı bir hale geldiğini, ardı ardına yaşadığı buhranlarla köşeye sıkıştığını öne süren Bahçeli, hareketsiz ve kontrolsüz olarak uçurumun kenarına gelen devlet ve toplum hayatının, hiçbir dönemde olmadığı kadar ciddi beka sorunuyla muhatap olduğunu iddia etti. Siyasetteki dengenin ve istikrarın kaybının, toplumda cepheleşmeyi teşvik ettiğini, hayatın her alanında yozlaşma, ahlaki çöküntü, değer ve norm zedelenmesi yaşanmaya başladığını savunan Bahçeli, "Kültürel gerçeklerimizden ve toplumsal temellerimizden kopan ekonomik sistemle birlikte, milletimiz çok büyük bir açmazın ortasına düşmüştür" dedi. AK Parti kadrolarının, ekonomik meseleleri samimiyetle çözmeyi aklına dahi getirmediğini öne süren Bahçeli, ekonomik sistemin küresel alana aşırı bağımlı yapısı ve insanı dışlayan mekanik kurgusunun, zaten birikmiş sorunların kalıcı olarak çözülmesini zorlaştıran başlıca faktörler arasında yer aldığını söyledi.

Hatırı sayılı süredir serbestleşme ve küreselleşmeyle birlikte yürüyen krizlerin, finansal işlemlerdeki kontrol ve gözetim eksiklikleriyle birleşince doğal olarak etki alanını daha da genişlettiğini dile getiren Bahçeli, dünya genelinde, aşırı ve anormal kar istekleriyle etik değerlerin üzerinin örtüldüğünü, çığırından çıkan bir ekonomik düzenin ahlaki değerlerden uzak alt yapısının oluşturulduğunu söyledi. Bahçeli, ekonomik düzenin mağdurları ve kaybedenlerinin belli olduğunu dile getirerek, "Bunlar, dünyanın her yanında
yaşayan ve aralarında milyonlarca vatandaşımızın da bulunduğu milyarlarca yoksul, çaresiz, umutsuz ve sağlıksız kitlelerden başkaları da değildir" dedi.

"KRİZ TEĞET GEÇTİ DENİLDİKTE İŞSİZLİK ARTTI"

Hükümetlerin her zaman için ekonomiyi denetleyici ve yönlendirici politika aletleri bulunduğuna işaret eden Bahçeli, etkinlikle kullanılması halinde bunların, ekonomik krizleri sınırlarken, krizden çıkışı da kolaylaştırabileceğine dikkat çekti. Bütçe politikasının, bunun en belirginlerinden olduğunu belirten Bahçeli, AK Parti hükümetinin izlediği yanlış ve hatalı politikalar neticesinde bu hususların hiç birisinin gerçekleşmediğini iddia etti.

Küresel alanda cereyan eden krizin, içteki olumsuzluklar ve beceriksizlikler sayesinde ve aynı zamanda ekonomik sistemin tabiatında yer alan krize yatkınlıkla birleşince ortaya çok büyük maliyetlerin çıktığını savunan Bahçeli, ekonomideki alaborayı, bir teknenin alaborasıyla karıştıran iktidar zihniyetinin tedbir almakta inat edince bugün yaşanan ve her alana bulaşan kapsamlı problemlere kapı aralandığını söyledi. Bahçeli, birbirinden kopuk tedbirlerle krize karşı mücadele ettiğini öne sürdüğü siyasi iktidarın, her şeyden önce ekonomideki açmazları tahlil ve izah
edecek bir görüş genişliğine sahip olmadığını her fırsatta gösterdiğini savundu. 7 yıldır iktidar sorumluluğunu taşıyan AK Parti'nin kendisine tanınan fırsatları birer birer heba ettiğini, en müsait şartlarda dahi ekonomik problemleri çözemediğini öne süren Bahçeli, ekonominin, dış etkenlerdeki gelişmelerden dolayı oransal büyümesini ve sanal gelişmesinin de yanlış yorumlandığını belirtti.

'Kriz teğet geçti, en az etkilendik, bize bir şey olmaz' denildikçe yüz binlerce vatandaşın işsiz kaldığını,
fabrikaların kapandığını, her ocaktan feryatlar yükseldiğini iddia eden Bahçeli, krize fırsat gözüyle bakıldıkça, krizin acı ve katlanılamaz yüzünü daha çok yoksulluk, sefalet ve şikayet olarak gösterdiğini söyledi.

"2010 BÜTÇESİ AK PARTİ'NİN KENDİSİ GİBİ İNANDIRICILIKTAN UZAK"

Kriz nedeniyle kamu giderlerindeki artış ve gelirlerdeki azalma sonucunda bütçe açığının 2009 yılı sonunda 62 milyar 824 milyon TL, bütçe açığının Gayri Safi Yurt İçi Hasıla'ya oranının ise yüzde 6.6 olarak gerçekleştiğini ifade eden Bahçeli, "Krizin etkisiyle bozulan kamu mali dengelerinin düzelmesi yönünde önümüzdeki yılda da ümitvar olmamızı sağlayacak bir gelişme söz konusu değildir. 2010 yılı bütçesi krizden çıkışı sağlamayacak, krizi toplumsal yapıya daha çok yayacak bir nitelik gösterecektir.

Bütçe açığındaki tehlikeli artış başkaca bir yorum yapmamıza gerçekten de mani olmaktadır. 2010 yılı bütçesi bu haliyle sosyal yönü olmayan, kamu görevlilerini gözetmeyen, milletimizin sorunların altında ezileceğini tescil eden bir özelliğe sahiptir. 2010 Yılı Bütçesi bu haliyle inandırıcı olmaktan uzaktır ve aynı zamanda yetersizdir. Bundan dolayı Türkiye ekonomisi, önümüzdeki yılı da büyük zorluklar içinde geçirecek, milletimiz adına umut verici gelişmeler yaşanmayacaktır.

Kendisi gibi inandırıcılıktan ve samimiyetten mahrum bir bütçe hazırlayan AK Parti iktidarıyla gelecek yıl da şimdiden kaybedilmiştir. Büyük bir ekonomik krizin içinden çıkış arayan ülkemiz, önümüzdeki yılın bütçesiyle hiçbir sorunu aşamayacak, 'ne yapalım dünyada da kriz var' diyen bakış açısıyla hükümet teslimiyetçi tutumunu ekonomide de sürdürecektir. Bu bütçede hükümet işsizlik sorununun çözümünde devleti devre dışı bırakmış, istihdamı özel sektörün inisiyatifine terk etmiştir. Ne var ki daha şimdiden 50.1 milyar TL olarak öngörülen
bütçe açığı ile özel sektörün kullanacağı finans imkanlarını kendine kullanacağını da ilan ederek özel sektörün yatırım konusunda da önünü kesmiştir."

2010 yılının da heba edilen bir yıl olacağının anlaşıldığını savunan Başbakan Erdoğan, bütün verilerin 2010 yılının, 2009 yılından daha zor olacağını gösterdiğini iddia etti.

Hiç yorum yok:

Etiketler

sayaa

yükleme oyunları seçim sonuçları
 
sayfa_f1d9fabdd31b3d2d.html