Habertürk televizyonunda Erdoğan Aktaş'ın sunduğu Kim Haklı programında "Türkiye'de kimler batılılaşma karşıtı" konusu tartışıldı. Proğrama, Canan Barlas, Rasim Ozan Kütahyalı, Ümit Zileli ve Yiğit Bulut katıldı.
Tartışma sırasında söz alan Vatan Gazetesi ekonomi yazarı Yiğit Bulut, Danimarka eski Başbakanı, NATO Genel Sekreteri Anders Fogh Rasmussen için "şerefsiz" dedi. Bulut, karikatür krizinde Rasmussen'in ülkesinde düşünce özgürlüğü olduğu beyanını anımsatarak, "ben de düşünce özgürlüğü hakkımı kullanıyor ve şerefsiz Rasmussen diyorum" dedi.
"Düşünce özgürlüğü hakkımı kullanıyorum ve Rasmussen'e dinime, peygamberime hakaret eden karikatürlere izin verdiği için ben de şeresiz Rasmussen diyorum dedi.
16 Nisan 2009 Perşembe
Kurtulmuş Erbakan'la ilgili sınırları çizdi
Saadet Partisi Genel Başkanı Prof. Dr. Numan Kurtulmuş, Erbakan'ın aktif siyasete gelmediğini belirterek, "Dolayısıyla bazı çevrelerin ortaya çıkarmaya çalıştığı gibi, Saadet Partisi içerisinde bir genel başkanlık ve liderlik sorunu yoktur. Bu konu istismar edilerek, Saadet Partisi’nin gelişmesinin önüne taş konulmasına müsaade etmeyiz” dedi. Kurtulmuş, gerekli şartlar yerine getirilmeden Ermenistan sınırının açılmasına karşı olduklarını ifade ederek, "Yeni müttefikler bulacağız diye, Azeri kardeşlerimizi küstüremeyiz" dedi.
Saadet Partisi, seçim sonuçlarını değerlendirmek ve önümüzdeki dönemde yapılacak çalışmalarının stratejisini belirlemek üzere Nevşehir’de kampa girdi. Üç gün sürecek İl Başkanları ve İl Müfettişleri toplantısının açılışında konuşan Saadet Partisi Genel Başkanı Prof. Dr. Numan kurtulmuş, ülke gündemindeki gelişmelere ilişkin değerlendirmelerde bulundu.
Kozaklı ilçesinde bulunan Diva İbis Otel’de gerçekleştirilen toplantıda öncelikle 29 Mart yerel seçimlerinin sonuçlarını değerlendiren Saadet Partisi Lideri Kurtulmuş, milletin seçimde kendilerine verdiği mesajı şöyle özetledi:
“Milletimiz bu seçimde, Saadet Partisi, bu topraklar için millet için lazım olan gerekli olan partidir. Önümüzdeki seçimde Türkiye’yi yönetmeye hazırlanın mesajı vermiştir. Saadet Partisi’nin bundan sonraki hedefi Türkiye’yi idare edecek muktedir bir siyasetin adresi olmaktır. Bunun için kollarınızı sıvayın ve hazırlanın mesajını çok iyi algılamak zorundayız.”
-ERMENİSTAN’DA KARABAĞ ŞARTI-
Son günlerin gündem maddesi Ermenistan sınırının açılması konusuna da değinen Numan Kurtulmuş, prensip olarak Türkiye’nin bütün komşularıyla iyi ilişkiler içinde olması, sınır geçişinin olması, sınır ticaretinin geliştirmesinden yana olduklarını kaydetti. Ancak Ermenistan sınırının açılması konusunda şartlarının bulunduğunu vurgulayan Kurtulmuş, “Ancak Ermenistan sınırının açılabilmesi için, bir büyük haksızlığın giderilmesinde herhalde en büyük söz hakkı Türkiye’ye düşüyor. 1915 katliamını tanıyın diyenlerin ağzından bir kere Hocalı katliamını duymadık. Bundan bahsetmiyorlar. Şu anda fiili olarak devam eden Dağlık Karabağ işgali var. Azerbaycan’ın malı, toprağı olan Karabağ, Ermenistan işgali altındadır. Türkiye, Ermenistan sınırını açabilir. Ama önce, Türkiye’nin Dağlık Karabağ’daki işgalin sona ermesi için siyasi kararlılık ortaya koyması lazım. Yani biz yeni bir takım müttefikler kazanacağız diye, yeni bir takım müttefikler bizimle iyi geçinecekler diye, bizim ezeli dostlarımız ve kardeşlerimiz olan Azeri halkının, en önemli problemini kulak ardı etmeye hakkı yoktur. Biz öncelikle Azerbaycan’ın işgal altındaki toprağı Dağlık Karabağ’ın özgürleştirilmesi ondan sonra da bütün komşularıyla olacağı gibi Ermenistan ile de sorunların çözülmesinden yanayız” diye konuştu.
-"MEHMEDİMİZ BEYLERİN HATIRI İÇİN AFGANİSTAN’A GİDEMEZ"-
Obama’nın ziyaretini de değerlendiren Kurtulmuş, “Obama geldi, gitti. İşin siyasi tarafından başka her şey konuşuldu” dedi. Başbakan Erdoğan’ın Obama’nın bu ziyarette Türkiye’den ne istediği ve aldığı konusunda bir açıklama yapma zorunluluğu bulunduğunu anlatan Kurtulmuş, Obama’nın Irak’tan çekilecek askerlerin Türkiye topraklarını kullanmasına müsaade edilemeyeceğini, Afganistan’a muharip güç isteğine ise kesinlikle karşı çıkılması gerektiğini vurguladı. Kurtulmuş, “Afganistan’a yeni 33 bin asker gönderecekler. Yeni bir karar aldılar. Şimdi Türkiye’den Mehmetçiği oraya göndermek istiyorlar. Bizim Mehmedimiz bu beylerin hatırı için Afganistan’a gidemez. Bu memleket, Mehmetlerin acı hatıralarını hala unutmadı. Bu ülkenin Mehmetlerinin bundan sonra başka ülkelerde nöbete gitmesine aslı müsaade etmeyeceğiz” diye konuştu.
-"ERBAKAN BÜYÜĞÜMÜZ AKTİF SİYASETE GELMİYOR"-
Toplantıda basın mensuplarının, 54. Hükümetin Başbakanı Necmettin Erbakan’ın memnu haklarının iadesi ile ilgili sorularını da cevaplayan Prof. Dr. Numan Kurtulmuş, şunları söyledi:
“Bu mahkemenin verdiği ve bütün sonuçların ortadan kaldırılmış olması, sadece Saadet Partisi camiası değil Türkiye demokrasisi açısından sevinilecek bir durumdur. Bir kere bu haklı tespiti ortaya koymamız lazım. Erbakan Hocamızın basın toplantısını izleyemedim. Ama duymuş olduğum kadarıyla, basın toplantısında ortaya koyduğu fikirler de ‘Ben aktif siyasete geliyorum’ şeklinde değildir.
Partimiz, 26 Ekimde kongresini yapmıştır. 26 Ekim’de teşkilatımızın konsensüsüyle yeni bir genel başkanı ve yeni bir yönetimi seçmiştir. Seçilen bu yönetim, yeni siyaset üslubuyla, diliyle ve muhtevasıyla, milletimiz tarafından tescil edilmiştir. Dolayısıyla bazı çevrelerin ortaya çıkarmaya çalıştığı gibi, Saadet Partisi içerisinde bir genel başkanlık ve liderlik sorunu yoktur. Bunu çok açık bir şekilde ifade ediyorum. Öyle anlaşılıyor ki önümüzdeki günlerde bazı çevreler bu konu üzerinde iktidara doğru hızla yürümekte olan Saadet Partisi’nin önüne taş koymaya çalışacaklardır. Zaten Hocamızın yaptığı basın toplantısında tereddütte mahal olacak bir şey yoktur. Kendisi partimizin büyüğüdür.
Aramızdaki ilişki de bir resmi ilişkiden ibaret değil, bir gönül bağıdır. Biz gerektiği zaman, ihtiyaç duyduğumuz zaman her zaman Erbakan Hocamızın fikirlerini alırız, görüşlerinden istifade ederiz. İfade etmek isterim ki ben 5 aydır bu partinin genel başkanıyım. Sayın Erbakan hiçbir şekilde herhangi bir konuda ima yoluyla dahi olsa ‘şunu böyle yapacaksınız, bunu böyle yapacaksınız’ şeklinde bir ifadede bulunmamıştır. Dolayısıyla Saadet Partisi yoluna devam ediyor. Bu konu istismar edilerek, Saadet Partisi’nin gelişmesinin önüne taş konulmasına müsaade etmeyiz”
Saadet Partisi, seçim sonuçlarını değerlendirmek ve önümüzdeki dönemde yapılacak çalışmalarının stratejisini belirlemek üzere Nevşehir’de kampa girdi. Üç gün sürecek İl Başkanları ve İl Müfettişleri toplantısının açılışında konuşan Saadet Partisi Genel Başkanı Prof. Dr. Numan kurtulmuş, ülke gündemindeki gelişmelere ilişkin değerlendirmelerde bulundu.
Kozaklı ilçesinde bulunan Diva İbis Otel’de gerçekleştirilen toplantıda öncelikle 29 Mart yerel seçimlerinin sonuçlarını değerlendiren Saadet Partisi Lideri Kurtulmuş, milletin seçimde kendilerine verdiği mesajı şöyle özetledi:
“Milletimiz bu seçimde, Saadet Partisi, bu topraklar için millet için lazım olan gerekli olan partidir. Önümüzdeki seçimde Türkiye’yi yönetmeye hazırlanın mesajı vermiştir. Saadet Partisi’nin bundan sonraki hedefi Türkiye’yi idare edecek muktedir bir siyasetin adresi olmaktır. Bunun için kollarınızı sıvayın ve hazırlanın mesajını çok iyi algılamak zorundayız.”
-ERMENİSTAN’DA KARABAĞ ŞARTI-
Son günlerin gündem maddesi Ermenistan sınırının açılması konusuna da değinen Numan Kurtulmuş, prensip olarak Türkiye’nin bütün komşularıyla iyi ilişkiler içinde olması, sınır geçişinin olması, sınır ticaretinin geliştirmesinden yana olduklarını kaydetti. Ancak Ermenistan sınırının açılması konusunda şartlarının bulunduğunu vurgulayan Kurtulmuş, “Ancak Ermenistan sınırının açılabilmesi için, bir büyük haksızlığın giderilmesinde herhalde en büyük söz hakkı Türkiye’ye düşüyor. 1915 katliamını tanıyın diyenlerin ağzından bir kere Hocalı katliamını duymadık. Bundan bahsetmiyorlar. Şu anda fiili olarak devam eden Dağlık Karabağ işgali var. Azerbaycan’ın malı, toprağı olan Karabağ, Ermenistan işgali altındadır. Türkiye, Ermenistan sınırını açabilir. Ama önce, Türkiye’nin Dağlık Karabağ’daki işgalin sona ermesi için siyasi kararlılık ortaya koyması lazım. Yani biz yeni bir takım müttefikler kazanacağız diye, yeni bir takım müttefikler bizimle iyi geçinecekler diye, bizim ezeli dostlarımız ve kardeşlerimiz olan Azeri halkının, en önemli problemini kulak ardı etmeye hakkı yoktur. Biz öncelikle Azerbaycan’ın işgal altındaki toprağı Dağlık Karabağ’ın özgürleştirilmesi ondan sonra da bütün komşularıyla olacağı gibi Ermenistan ile de sorunların çözülmesinden yanayız” diye konuştu.
-"MEHMEDİMİZ BEYLERİN HATIRI İÇİN AFGANİSTAN’A GİDEMEZ"-
Obama’nın ziyaretini de değerlendiren Kurtulmuş, “Obama geldi, gitti. İşin siyasi tarafından başka her şey konuşuldu” dedi. Başbakan Erdoğan’ın Obama’nın bu ziyarette Türkiye’den ne istediği ve aldığı konusunda bir açıklama yapma zorunluluğu bulunduğunu anlatan Kurtulmuş, Obama’nın Irak’tan çekilecek askerlerin Türkiye topraklarını kullanmasına müsaade edilemeyeceğini, Afganistan’a muharip güç isteğine ise kesinlikle karşı çıkılması gerektiğini vurguladı. Kurtulmuş, “Afganistan’a yeni 33 bin asker gönderecekler. Yeni bir karar aldılar. Şimdi Türkiye’den Mehmetçiği oraya göndermek istiyorlar. Bizim Mehmedimiz bu beylerin hatırı için Afganistan’a gidemez. Bu memleket, Mehmetlerin acı hatıralarını hala unutmadı. Bu ülkenin Mehmetlerinin bundan sonra başka ülkelerde nöbete gitmesine aslı müsaade etmeyeceğiz” diye konuştu.
-"ERBAKAN BÜYÜĞÜMÜZ AKTİF SİYASETE GELMİYOR"-
Toplantıda basın mensuplarının, 54. Hükümetin Başbakanı Necmettin Erbakan’ın memnu haklarının iadesi ile ilgili sorularını da cevaplayan Prof. Dr. Numan Kurtulmuş, şunları söyledi:
“Bu mahkemenin verdiği ve bütün sonuçların ortadan kaldırılmış olması, sadece Saadet Partisi camiası değil Türkiye demokrasisi açısından sevinilecek bir durumdur. Bir kere bu haklı tespiti ortaya koymamız lazım. Erbakan Hocamızın basın toplantısını izleyemedim. Ama duymuş olduğum kadarıyla, basın toplantısında ortaya koyduğu fikirler de ‘Ben aktif siyasete geliyorum’ şeklinde değildir.
Partimiz, 26 Ekimde kongresini yapmıştır. 26 Ekim’de teşkilatımızın konsensüsüyle yeni bir genel başkanı ve yeni bir yönetimi seçmiştir. Seçilen bu yönetim, yeni siyaset üslubuyla, diliyle ve muhtevasıyla, milletimiz tarafından tescil edilmiştir. Dolayısıyla bazı çevrelerin ortaya çıkarmaya çalıştığı gibi, Saadet Partisi içerisinde bir genel başkanlık ve liderlik sorunu yoktur. Bunu çok açık bir şekilde ifade ediyorum. Öyle anlaşılıyor ki önümüzdeki günlerde bazı çevreler bu konu üzerinde iktidara doğru hızla yürümekte olan Saadet Partisi’nin önüne taş koymaya çalışacaklardır. Zaten Hocamızın yaptığı basın toplantısında tereddütte mahal olacak bir şey yoktur. Kendisi partimizin büyüğüdür.
Aramızdaki ilişki de bir resmi ilişkiden ibaret değil, bir gönül bağıdır. Biz gerektiği zaman, ihtiyaç duyduğumuz zaman her zaman Erbakan Hocamızın fikirlerini alırız, görüşlerinden istifade ederiz. İfade etmek isterim ki ben 5 aydır bu partinin genel başkanıyım. Sayın Erbakan hiçbir şekilde herhangi bir konuda ima yoluyla dahi olsa ‘şunu böyle yapacaksınız, bunu böyle yapacaksınız’ şeklinde bir ifadede bulunmamıştır. Dolayısıyla Saadet Partisi yoluna devam ediyor. Bu konu istismar edilerek, Saadet Partisi’nin gelişmesinin önüne taş konulmasına müsaade etmeyiz”
Gül, Org. Başbuğ'u kabul etti
Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, Genelkurmay Başkanı Orgeneral İlker Başbuğ'u kabul etti. Çankaya Köşkü'nde basına kapalı gerçekleşen haftalık olağan görüşme, yaklaşık 45 dakika sürdü.
Başbuğ'a AK Parti'den tam destek
Bekir Bozdağ, Genelkurmay Başkanı Orgeneral İlker Başbuğ'un bir af talebi olmadığının açık olduğunu belirterek, Başbuğ'un değerlendirmelerini yasal düzenlemelerde ek iyileştirmeler yapmak şeklinde anladıklarını söyledi. Bozdağ, AK Parti'nin gündeminde afla ilgili bir konunun da olmadığını vurguladı.
Meclis'te gazetecilerin sorularını cevaplayan Bozdağ, Genelkurmay Başkanı'nın uzun, kapsamlı, kendi içinde analizleri çok tutarlı ve entellektüel derinliği olan bir konuşma yaptığını ifade etti. Bu konuşmada buyurgan bir yapı değil değerlendiren bir üslubun hakim olduğunu gördüklerini ve konuşmanın içinde çok önemli konularda değerlendirmelerin olduğunu kaydeden Bozdağ, bunların arasında sivil-asker ilişkileri, Türkiye halkı ve terörle ilgili değerlendirmeler olduğunu söyledi. Bu değerlendirmelerden birinin de terör örgütü kadrolarının dağdan indirilmesiyle ilgili bir değerlendirme olduğuna işaret eden Bozdağ, bir kısım insanların bunu af gibi algıladıklarını, bir kesimin ise mevcut yasalarda bir iyileştirme şeklinde gördüklerini dile getirdi. Bozdağ şunları söyledi: "Genelkurmay Başkanı'nın bir af talebi olmadığı açık. Orada sadece mevcut yasanın uygulaması, ek değişikliklerin yapılabileceğine dair bir değerlendirme sözkonusu. Daha önce 7 tane pişmanlık yasası çıkarıldı. Bu pişmanlık yasalarını ikide bir gündeme getirmek yerine bunu kalıcı bir mekanizmaya kavuşturmak adına yeni TCK'nın 221. maddesinde bir düzenleme yapıldı ve terör örgütü üyeleriyle ilgili etkin pişmanlığı bir takım kurallara bağlayan bir düzenleme getirildi. 2004'ün Haziran ayından bu yana da bu düzenleme yürürlüktedir. Bu düzenlemeden şu ana kadar 700 civarında terör örgütü mensubunun yararlandığı söyleniyor. Etkin pişmanlık konusunda 221. madde bugüne kadar fonksiyonunu yerine getirmiştir. Uygulamada bir sıkıntı var mı bilemiyoruz. Şu ana kadar bize yansıyan birşey yok. AK Parti'nin gündeminde şu anda afla ilgili bir konu yoktur." Bozdağ, Orgeneral Başbuğ'un açıklamalarını yasal düzenlemelerde ek iyileştirmeler yapmak şeklinde anladığını vurguladı.
Genelkurmay Başkanı Orgeneral Başbuğ'un 'Türkiye halkı' ifadesini önemli, anlamlı ve olumlu bir yaklaşım olarak değerlendirdiklerini de ifade eden Bozdağ, Orgeneral Başbuğ'un alt kimlik-üst kimlik değerlendirmesinde de bulunduğunu söyledi. Bozdağ, "Alt kimliklerin herkes için bir kültürel zenginlik olduğu, bunun ifade edilmesinde, yaşanmasında bir sakınca bulunmadığı ama üst kimliğe baskın bir hale gelmesinin doğru olmadığı, üst kimlikte bunların birleştirilmesi gerektiğine dair bir değerlendirme yaptı. Bu, olumlu, anlamlı ve önemli bir değerlendirme. Bu esasında yeni bir değerlendirme değil. Atatürk'ün Cumhuriyet'in başında ifade ettiği bir yaklaşımın Genelkurmay Başkanı tarafından sahiplenilmesidir. Başbakan öteden beri aynı görüşü zaten dillendiriyordu. Bu yaklaşımla CHP ve MHP'nin yaklaşımını mukayese ettiğiniz zaman Genelkurmay Başkanı'nın yaklaşımının daha demokratik bir yaklaşım olduğu çok net bir şekilde ortada" şeklinde konuştu. Bozdağ, Orgeneral Başbuğ'un değerlendirmelerinin belli bir adrese yönelik olmadığını da vurgulayarak, "Bu değerlendirmelerin muhatabı herkestir. Türkiye'de yaşayan bütün insanlarımıza dönük bir değerlendirmedir" dedi.
Meclis'te gazetecilerin sorularını cevaplayan Bozdağ, Genelkurmay Başkanı'nın uzun, kapsamlı, kendi içinde analizleri çok tutarlı ve entellektüel derinliği olan bir konuşma yaptığını ifade etti. Bu konuşmada buyurgan bir yapı değil değerlendiren bir üslubun hakim olduğunu gördüklerini ve konuşmanın içinde çok önemli konularda değerlendirmelerin olduğunu kaydeden Bozdağ, bunların arasında sivil-asker ilişkileri, Türkiye halkı ve terörle ilgili değerlendirmeler olduğunu söyledi. Bu değerlendirmelerden birinin de terör örgütü kadrolarının dağdan indirilmesiyle ilgili bir değerlendirme olduğuna işaret eden Bozdağ, bir kısım insanların bunu af gibi algıladıklarını, bir kesimin ise mevcut yasalarda bir iyileştirme şeklinde gördüklerini dile getirdi. Bozdağ şunları söyledi: "Genelkurmay Başkanı'nın bir af talebi olmadığı açık. Orada sadece mevcut yasanın uygulaması, ek değişikliklerin yapılabileceğine dair bir değerlendirme sözkonusu. Daha önce 7 tane pişmanlık yasası çıkarıldı. Bu pişmanlık yasalarını ikide bir gündeme getirmek yerine bunu kalıcı bir mekanizmaya kavuşturmak adına yeni TCK'nın 221. maddesinde bir düzenleme yapıldı ve terör örgütü üyeleriyle ilgili etkin pişmanlığı bir takım kurallara bağlayan bir düzenleme getirildi. 2004'ün Haziran ayından bu yana da bu düzenleme yürürlüktedir. Bu düzenlemeden şu ana kadar 700 civarında terör örgütü mensubunun yararlandığı söyleniyor. Etkin pişmanlık konusunda 221. madde bugüne kadar fonksiyonunu yerine getirmiştir. Uygulamada bir sıkıntı var mı bilemiyoruz. Şu ana kadar bize yansıyan birşey yok. AK Parti'nin gündeminde şu anda afla ilgili bir konu yoktur." Bozdağ, Orgeneral Başbuğ'un açıklamalarını yasal düzenlemelerde ek iyileştirmeler yapmak şeklinde anladığını vurguladı.
Genelkurmay Başkanı Orgeneral Başbuğ'un 'Türkiye halkı' ifadesini önemli, anlamlı ve olumlu bir yaklaşım olarak değerlendirdiklerini de ifade eden Bozdağ, Orgeneral Başbuğ'un alt kimlik-üst kimlik değerlendirmesinde de bulunduğunu söyledi. Bozdağ, "Alt kimliklerin herkes için bir kültürel zenginlik olduğu, bunun ifade edilmesinde, yaşanmasında bir sakınca bulunmadığı ama üst kimliğe baskın bir hale gelmesinin doğru olmadığı, üst kimlikte bunların birleştirilmesi gerektiğine dair bir değerlendirme yaptı. Bu, olumlu, anlamlı ve önemli bir değerlendirme. Bu esasında yeni bir değerlendirme değil. Atatürk'ün Cumhuriyet'in başında ifade ettiği bir yaklaşımın Genelkurmay Başkanı tarafından sahiplenilmesidir. Başbakan öteden beri aynı görüşü zaten dillendiriyordu. Bu yaklaşımla CHP ve MHP'nin yaklaşımını mukayese ettiğiniz zaman Genelkurmay Başkanı'nın yaklaşımının daha demokratik bir yaklaşım olduğu çok net bir şekilde ortada" şeklinde konuştu. Bozdağ, Orgeneral Başbuğ'un değerlendirmelerinin belli bir adrese yönelik olmadığını da vurgulayarak, "Bu değerlendirmelerin muhatabı herkestir. Türkiye'de yaşayan bütün insanlarımıza dönük bir değerlendirmedir" dedi.
etö 32 kişi soruşturmada
Ergenekon soruşturması kapsamında gözaltına alınan ve İstanbul Emniyet Müdürlüğü'nde sorguları süren şüpheliler, saat 21.00 sıralarında çevik kuvvet otobüsleri ile Adli Tıp Kurumu'na getirildi. Tek tek araçlardan indirilerek Adli Tıp Kurumu'na alınan şüpheliler, sağlık kontrolünden geçirildikten sonra tekrar çevik kuvvet otobüslerine bindirildi. Gözaltında tutulan akademisyenler ise ayrı bir polis minibüs ile Adli Tıp Kurumu'na getirildi. Bu kişilerin yapılacak kontrollerinin ardından emniyete geri götürülmesi bekleniyor.
Kontrole getirilen şüphelilerin görüntülenmemesi için polisin yoğun güvenlik önlemleri aldığı gözlendi. Şüphelileri taşıyan araçlar Adli Tıp Kurumu'nun girişine kadar yanaştırıldı. Buradaki işlemlerinin ardından şüpheliler, sorgularına devam edilmek üzere Emniyet Müdürlüğü'ne geri götürüldü.
Soruşturmanın 12. dalgası olarak nitelendirilen ve ağırlıklı olarak akademisyenlere yönelik yapılan operasyonlarda 39 kişi gözaltına alınmıştı. Adliyeye sevk edilen bu kişilerden 8'i serbest bırakılırken, 31 kişinin emniyetteki sorgusuna devam ediliyor.
Kontrole getirilen şüphelilerin görüntülenmemesi için polisin yoğun güvenlik önlemleri aldığı gözlendi. Şüphelileri taşıyan araçlar Adli Tıp Kurumu'nun girişine kadar yanaştırıldı. Buradaki işlemlerinin ardından şüpheliler, sorgularına devam edilmek üzere Emniyet Müdürlüğü'ne geri götürüldü.
Soruşturmanın 12. dalgası olarak nitelendirilen ve ağırlıklı olarak akademisyenlere yönelik yapılan operasyonlarda 39 kişi gözaltına alınmıştı. Adliyeye sevk edilen bu kişilerden 8'i serbest bırakılırken, 31 kişinin emniyetteki sorgusuna devam ediliyor.
DP ambleminin değişmesi gündemde
DP lideri Süleyman Soylu’nun başkanlığında, 14 Nisan Çarşamba Günü toplanan, Genel İdare Kurul Toplantısı’nda, 16 Mayıs’ta yapılacak olan Olağanüstü Kongre ile ilgili, İl Başkanları Toplantısı’nda ortaya koyulan görüş ve değerlendirmeler tartışıldı.
SOYLU PARTİ YÖNETİMİ İLE VEDALAŞTI
Seçimden istediği sonucu elde edemediği için görevinden ayrılacağını açıklayan Demakrat Parti Genel Başkanı Süleyman Soylu, parti yönetimi ile vedalaştı. Çalışma arkadaşları ile helalleşen Süleyman Soylu, artık parti faaliyetlerinde genel başkan olarak yer almayacak.
GENEL İDARE KURULU TOPLANTISINDA ALINAN KARARLAR
Soylu’nun vedalaştığı Genel İdare Kurulu toplantısında, parti yönetimi üç önemli karar aldı.
Bu kararlardan en önemlisi, DP’nin amblemi ile ilgili yapılması planlanan değişiklik oldu. DP’nin ambleminde, kırat ile birlikte yer alan fondaki Türkiye haritası amblemden çıkarılacak. Amblemin yalnızca kırat olarak kullanılması kararı alındı. Ancak amblem değişikliği konusunda bir değişiklik daha yapılması planlanıyor.
Kıratın yüzünün sola doğru olmasını halka anlatmakta zorlandıklarını belirten parti yönetiminden bazı isimler, kıratın yönünün sağa bakması gerektiği görüşünü dile getirdiler. Buna karşı görüş belirten öteki yöneticiler ise kıratın yüzünün sola bakmasının “yüzümüz batıya dönük” mesajını içerdiğini dile getirdiler.
Kıratın hangi tarafa bakacağı konusundaki kararı ise DP’nin önümüzdeki ay yapılacak büyük kongrede kararlaştırılacak.
DP’nin olağanüstü büyük kongresi 16-17 Mayıs tarihlerinde toplanacak. Bu kongrede ele alınacak öteki iki konu ise parti genel merkezlerinin satışına ilişkin oldu.
TOPLANTIDAKİ MALİ KONULAR
Selanik Caddesi’ndeki genel merkez binasının satışı
Akay’daki genel merkez binasının satışı
Genel başkanların çalışma ofisi olarak kullandığı Celal Bayar Köşkü’nün satışı.
Bu satışlara ilişkin kararlar, 16 Mayıs’taki kongrede verilecek.
Kongreden sonra, partinin şeffaflaşması yolunda bir adım daha atılması kararlaştırıldı. Parti harcamalarının nerelere yapıldığını gösteren hesap dökümleri bir ay süreyle herkesin incelemesine açık olacak.
TÜZÜK DEĞİŞİKLİĞİ İLE İLGİLİ KONULAR
İl başkanlarının görüş ve değerlendirmeleri saygın ve doğru bulunmakla birlikte, Demokrat Parti’nin ve siyasetin içinde bulunduğu süreç ve bu arada yapılan tüm görüşmeler neticesinde, 16 Mayıs Olağanüstü Kongresi ile ilgili çalışmaların sürdürülmesi kararına varılmıştır.
15-16 Kasım 2008 tarihinde gerçekleşen kongrede, Genel Başkanlık makamının yetkilerinin büyük bölümünü kısıtlayan, demokratik açılımlarla diğer siyasi partilere örnek teşkil eden yeni bir tüzük kabul edilmişti.
16 Mayıs’ta yapılacak olan Olağanüstü Kongrede de, Demokrat Parti Genel İdare Kurulu, oy birliği ile büyük Genel Kurul’a, aşağıdaki tüzük değişiklik tekliflerini getirmeyi kabul etti.
1-Demokrat Partinin amblemi olan Türkiye haritası üzerindeki kıratın Türkiye haritası bölümü, seçim pusulasında da daha önceki çalışmalarda ve görsellikte karmaşıklığa yol açtığı için amblemden çıkarılıp sadece kıratın kalmasının teklif edilmesi.
2-Demokrat Parti tüzüğünde taşınmaz satış yetkisi Genel İdare Kurulu’na aittir. Bu yetkinin Genel Merkez binaları olan Kızılay Akay binası, Kızılay Selanik binası ve Celal Bayar Köşkü ile ilgili yetkilerin sadece Büyük Kongre kararına devredilmesi hükmünün tüzüğe ilave edilmesi, Büyük Kongre’ye önerilecektir.
-Genel İdare Kurulu Toplantısı’nda, dönemin mali raporları da görüşüldü. 15-16 Kasım’da yapılan Kongre’de raporların internet sitesinde yayınlanması ve tüzüğe koyulan hesaplarla ilgili şeffaflığa yönelik bir adım daha atılarak yeni bir ilke kararı alındı.
-GİK kararına göre, hesapların, detayı ile ilgili kongre süresince üye olanların bir mali müşavir vasıtasıyla yazılı bilgi istemesi halinde, gizlilik ve parti mahremiyeti ihtiva eden konular saklı kalmak kaydıyla yazılı yanıt verebileceği hususu olumlu bulundu ve siyasi partiler kanununun izin verdiği ölçüler içerisinde Genel Muhasipliğe yetki verildi.
SOYLU PARTİ YÖNETİMİ İLE VEDALAŞTI
Seçimden istediği sonucu elde edemediği için görevinden ayrılacağını açıklayan Demakrat Parti Genel Başkanı Süleyman Soylu, parti yönetimi ile vedalaştı. Çalışma arkadaşları ile helalleşen Süleyman Soylu, artık parti faaliyetlerinde genel başkan olarak yer almayacak.
GENEL İDARE KURULU TOPLANTISINDA ALINAN KARARLAR
Soylu’nun vedalaştığı Genel İdare Kurulu toplantısında, parti yönetimi üç önemli karar aldı.
Bu kararlardan en önemlisi, DP’nin amblemi ile ilgili yapılması planlanan değişiklik oldu. DP’nin ambleminde, kırat ile birlikte yer alan fondaki Türkiye haritası amblemden çıkarılacak. Amblemin yalnızca kırat olarak kullanılması kararı alındı. Ancak amblem değişikliği konusunda bir değişiklik daha yapılması planlanıyor.
Kıratın yüzünün sola doğru olmasını halka anlatmakta zorlandıklarını belirten parti yönetiminden bazı isimler, kıratın yönünün sağa bakması gerektiği görüşünü dile getirdiler. Buna karşı görüş belirten öteki yöneticiler ise kıratın yüzünün sola bakmasının “yüzümüz batıya dönük” mesajını içerdiğini dile getirdiler.
Kıratın hangi tarafa bakacağı konusundaki kararı ise DP’nin önümüzdeki ay yapılacak büyük kongrede kararlaştırılacak.
DP’nin olağanüstü büyük kongresi 16-17 Mayıs tarihlerinde toplanacak. Bu kongrede ele alınacak öteki iki konu ise parti genel merkezlerinin satışına ilişkin oldu.
TOPLANTIDAKİ MALİ KONULAR
Selanik Caddesi’ndeki genel merkez binasının satışı
Akay’daki genel merkez binasının satışı
Genel başkanların çalışma ofisi olarak kullandığı Celal Bayar Köşkü’nün satışı.
Bu satışlara ilişkin kararlar, 16 Mayıs’taki kongrede verilecek.
Kongreden sonra, partinin şeffaflaşması yolunda bir adım daha atılması kararlaştırıldı. Parti harcamalarının nerelere yapıldığını gösteren hesap dökümleri bir ay süreyle herkesin incelemesine açık olacak.
TÜZÜK DEĞİŞİKLİĞİ İLE İLGİLİ KONULAR
İl başkanlarının görüş ve değerlendirmeleri saygın ve doğru bulunmakla birlikte, Demokrat Parti’nin ve siyasetin içinde bulunduğu süreç ve bu arada yapılan tüm görüşmeler neticesinde, 16 Mayıs Olağanüstü Kongresi ile ilgili çalışmaların sürdürülmesi kararına varılmıştır.
15-16 Kasım 2008 tarihinde gerçekleşen kongrede, Genel Başkanlık makamının yetkilerinin büyük bölümünü kısıtlayan, demokratik açılımlarla diğer siyasi partilere örnek teşkil eden yeni bir tüzük kabul edilmişti.
16 Mayıs’ta yapılacak olan Olağanüstü Kongrede de, Demokrat Parti Genel İdare Kurulu, oy birliği ile büyük Genel Kurul’a, aşağıdaki tüzük değişiklik tekliflerini getirmeyi kabul etti.
1-Demokrat Partinin amblemi olan Türkiye haritası üzerindeki kıratın Türkiye haritası bölümü, seçim pusulasında da daha önceki çalışmalarda ve görsellikte karmaşıklığa yol açtığı için amblemden çıkarılıp sadece kıratın kalmasının teklif edilmesi.
2-Demokrat Parti tüzüğünde taşınmaz satış yetkisi Genel İdare Kurulu’na aittir. Bu yetkinin Genel Merkez binaları olan Kızılay Akay binası, Kızılay Selanik binası ve Celal Bayar Köşkü ile ilgili yetkilerin sadece Büyük Kongre kararına devredilmesi hükmünün tüzüğe ilave edilmesi, Büyük Kongre’ye önerilecektir.
-Genel İdare Kurulu Toplantısı’nda, dönemin mali raporları da görüşüldü. 15-16 Kasım’da yapılan Kongre’de raporların internet sitesinde yayınlanması ve tüzüğe koyulan hesaplarla ilgili şeffaflığa yönelik bir adım daha atılarak yeni bir ilke kararı alındı.
-GİK kararına göre, hesapların, detayı ile ilgili kongre süresince üye olanların bir mali müşavir vasıtasıyla yazılı bilgi istemesi halinde, gizlilik ve parti mahremiyeti ihtiva eden konular saklı kalmak kaydıyla yazılı yanıt verebileceği hususu olumlu bulundu ve siyasi partiler kanununun izin verdiği ölçüler içerisinde Genel Muhasipliğe yetki verildi.
Deniz Baykal'ın şöförünün evi arandı
CHP Genel Başkanı Deniz Baykal'ın makam şoförü Mehmet Çakırgöl'ün Ankara'nın Keçiören ilçesi 19 Mayıs Caddesi üzerinde bulunan evinde jandarma ekipleri tarafından akşam saatlerinde arama yapıldı. Savcılıktan alınan arama kararı ile evde bulunan bilgisayarda inceleme yapan jandarma ekipleri, kullanılan kablosuz internet ağının şifresinin kırılarak, askeriyeye ait bilgilerin çalınmak istendiğini tespit etti.
Çakırgöl'ün evinde bulunan bilgisayar temiz çıkarken, jandarma istihbarat birimleri çevredeki evlerde kablosuz internet kullanılıp kullanmadığını tespit etmek için çalışma başlattı. Yaklaşık 2 saat çevrede yapılan aramalarda herhangi bir bulguya rastlamayan jandarma ekipleri, daha sonra olay yerinden ayrıldı.
CHP Genel Başkanı Baykal'ın makam şoförü Mehmet Çakırgöl, İHA'ya yaptığı açıklamada, saat 12.45'de kimliği belirsiz kişi ya da kişiler tarafından evinde bulunan kablosuz internet ağının şifresinin kırılarak, askeriyeye ait bilgilerin çalınmak istendiğini söyledi. Saat 14.00'e kadar bu bilgilerin çalınmak istendiğini öğrendiğini belirten Çakırgöl, "Bilgilerin çalınmak istendiğinin tespit edilmesinin ardından jandarmaya bağlı istihbarat birimleri akşam saatlerinde evime gelerek, arama yapıldı.
Yapılan aramalarda benim kullandığım bilgisayar temiz çıktı. Ama kablosuz internet ağının şifresinin kırıldığı doğrudur. Kim tarafından kırıldığı henüz tespit edilemedi. Ekipler tarafından bazı dairelerde de aramalar yapıldı" dedi.
Keçiören ve Etlik bölgesinde bu tür olayların daha önce de yaşandığını söyleyen Çakırgöl, savcının yaptığı incelemenin ardından tutanak tutularak ekiplerin ayrıldığını kaydetti.
Çakırgöl'ün evinde bulunan bilgisayar temiz çıkarken, jandarma istihbarat birimleri çevredeki evlerde kablosuz internet kullanılıp kullanmadığını tespit etmek için çalışma başlattı. Yaklaşık 2 saat çevrede yapılan aramalarda herhangi bir bulguya rastlamayan jandarma ekipleri, daha sonra olay yerinden ayrıldı.
CHP Genel Başkanı Baykal'ın makam şoförü Mehmet Çakırgöl, İHA'ya yaptığı açıklamada, saat 12.45'de kimliği belirsiz kişi ya da kişiler tarafından evinde bulunan kablosuz internet ağının şifresinin kırılarak, askeriyeye ait bilgilerin çalınmak istendiğini söyledi. Saat 14.00'e kadar bu bilgilerin çalınmak istendiğini öğrendiğini belirten Çakırgöl, "Bilgilerin çalınmak istendiğinin tespit edilmesinin ardından jandarmaya bağlı istihbarat birimleri akşam saatlerinde evime gelerek, arama yapıldı.
Yapılan aramalarda benim kullandığım bilgisayar temiz çıktı. Ama kablosuz internet ağının şifresinin kırıldığı doğrudur. Kim tarafından kırıldığı henüz tespit edilemedi. Ekipler tarafından bazı dairelerde de aramalar yapıldı" dedi.
Keçiören ve Etlik bölgesinde bu tür olayların daha önce de yaşandığını söyleyen Çakırgöl, savcının yaptığı incelemenin ardından tutanak tutularak ekiplerin ayrıldığını kaydetti.
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)