AK PARTİ'Lİ ERGÜN'DEN CHP LİDERİ BAYKAL'A TEPKİ ANKARA /

Ergün, Baykal'a çağrıda bulunarak, "Bu google farelerinin peşine fazla takılmayın. Bu google fareleri, bu internet fareleri sizi iyi bir yere götürmez. Sizi pis ve karanlık bir iftira ve karalama kanalına sürüklerler. Bu pis ve karanlık
iftira kanalı sizi siyasette bunaltır, boğar. Bu kanaldan malum medyanın elinize tutuşturduğu Alman yapımı bir fenerle de çıkamazsınız" dedi.
AK Parti Grup Başkanvekili Ergün, Meclis'te basınla sohbet toplantısı düzenledi. Ergün, Hollanda'da yaşanan uçak kazasından dolayı duydukları üzüntüyü dile getirerek, bu kazada herhangi bir can kaybı yaşanmamasının ise işin sevindirici tarafı olduğunu söyledi.
29 Mart seçimlerine yaklaşırken muhalefet partilerinin doğal olarak AK Parti'yi ve AK Parti iktidarını eleştirme yaklaşımı içinde olduğunu belirten Ergün, bunu normal karşıladıklarını söyledi. Ergün, "Biz eleştirilmeyeceğiz de kim eleştirilecek. Çünkü iktidar partisi biziz" diye konuştu. Buna karşın olan bitenin büyük bölümünün, eleştirinin çok ötesinde yaklaşımlar olduğunu vurgulayan Ergün, Türkiye'nin geçmişini karartan eylemler olduğunun ortaya çıkartıldığını, çetelerle, mafyalarla bir mücadelenin
sürdürüldüğünü fakat özellikle ana muhalefet partisinin yaklaşımının 'AK Parti muhalifleri susturulmak isteniyor' şeklinde tezahür ettiğini bildirdi. AK Parti muhaliflerinin demokrasi içinde her türlü eleştiri hakkını kullanma imkanı olduğunu ifade eden Ergün, "Dünyanın neresinde siyasi partilere karşı silahla, bombayla, suikast planıyla hareket eden bir muhalefet var. Bunlar suç değil mi? Suça ve suçluya karşı polis teşkilatı, istihbaratı, savcıları, mahkemeleri gözünü mü yumsun? Ama muhalefet partimiz işi
farklı bir istikamete doğru götürmektedir" diye konuştu.
Bir gruba vergi kaçakçılığı cezası kesildiğini, yine ana muhalefet partisinin 'özgür basın susturuluyor' iddiasında bulunduğunu anlatan Ergün, böyle bir yaklaşımla hareket etmenin, sorunların çözülmesini kolaylaştırmayacağını vurguladı. Ergün şunları söyledi:
"Ne yapsın vergi denetmenleri, kontrolörler. Bir vergi kaçakçılığı ihbarı aldıkları zaman görmezden mi gelsinler? Bazı telefon konuşmaları yansıdı gazetelere. O telefon konuşmasında olduğu gibi 'küçük rakamlarla geçiştiriliversin' politikalarına mı yönelsin kamu görevlileri? Yoksa vergi denetmenleri bıraksınlar büyük vergi kaçakçılarını seyyar köftecinin, simitçinin peşine mi koşsunlar? Böyle bir vergi kaçakçılığı yöntemi mi olsun istiyoruz. İnsanlar şu veya bu sebeple haksızlığa uğramışlarsa Türkiye'de
yargı var, mahkemeler var. Niçin Sayın Baykal bunları savunuyor?"
Baykal'ın, Ergenekon zanlısı ve tutuklu yargılanan Doğu Perinçek'e sahip çıkarken 'Saygın siyasetçiler gözaltına alınıyor' ifadelerini kullandığını hatırlatan Ergün, bu sahip çıkmanın altında 1980'li yıllarda Aydınlık Dergisi'nin ortaya koyduğu, Baykal'ın bir şirketten çantalarla evine 'şu kadar milyon dolar' para götürüldüğü iddialarının mı yattığını sordu. Ergün, "Yoksa Aydınlık Dergisi çerçevesindeki bu iddialara parelel Doğu Perinçek'in ve arkadaşlarının elinde sizinle ilgili yeni iddialar mı var da
siz bunlara sahip çıkma ihtiyacı ve gereği duyuyorsunuz?" dedi.

"NE KADAR VERGİ ÖDEDİĞİNİZİ BİR AÇIKLAYIVERSENİZ"
CHP lideri Baykal'ın, siyasi yasaklı olduğu1980'li yıllarda avukatlık yaptığını ve bugünkü servetinin kaynağının o günkü avukatlık gelirleri olduğunu bir çok konuşmasında iddia ettiğini hatırlatan Ergün, bugünkü servetine kaynaklık eden avukatlık gelirlerinden ne kadar vergi ödediğini açıklamasını istedi. Ergün şunları kaydetti:
"İyi kazanç elde etmişsiniz belli ki bu avukatlık gelirlerinden. Bu iyi kazancın iyi bir vergisi olmalı. Ne kadar vergi ödediğinizi bir açıklayıverseniz. Bugün vergi kaçakçılığı konusundaki bu hassasiyetiniz niye? Acaba sizin de geçmiş yıllarda bir vergi kaçakçılığınız mı var? Şimdiye kadar ödediğiniz vergileri açıklamadığınıza göre bir vergi kaçakçılığı ile geçmiş yıllarda karşı karşıya olduğunuzu mu düşünüyorsunuz? Bu mu sebebi? Bunlar siyaset değil. AK Parti'ye, Sayın Başbakan'a davalar açılıyor.
Sayın Baykal'da nasihatin bini bir para. 'Bağımsız yargıya güvenin, Anayasa'ya boyun eğin, şeriatın kestiği parmak acımaz'. İşinize gelmeyen olaylar olduğu zaman 'canım zaten memlekette yargı bağımsız değil'. Bunlar Sayın Baykal'ın sözleri. Bize diyorsunuz ki 'şeriatın kestiği parmak acımaz, yargı bağımsız', şimdi diyorsunuz ki 'yargı bağımsız değil, parmağımız acıyor."

"ESKİDEN GECEKONDUCULAR ZABITA GELİNCE BAYRAK AÇARDI"
Eskiden bu yöntemi gecekonducuların kullandığını anlatan Ergün, belediye zabıtaları, polis, jandarma bir kanunsuzluğu ortadan kaldırmaya gittiklerinde gecekonducuların hemen bir Türk bayrağı, hemen bir Atatürk posteri açtıklarını, hemen bir İstiklal Marşı söylediklerini, polisin, jandarmanın, zabı nuştu.
Bir gruba vertanın, savcıların bu görevlerini yapmasına engel olmaya çalıştıklarını ifade etti. Ergün, "Eski gecekonducular gibi siyaset yapmanın alemi var mı? Halbuki siyasetin bu gecekonducu mantığını çoktan bırakmış olması gerekirdi. Şimdi son marifetiniz de iktidara, hükümete, özellikle Sayın Başbakanımıza iftira ve çamur atarak sürdürmek" diye konuştu.

"ALMAN YAPIMI FENERLE YOLUNUZU AYDINLATAMAZSINIZ"
Baykal'ın Almanya'daki Deniz Feneri davasından 'Bu Türkiye'de AK Parti'nin siyasetinin finansmanı meselesidir' diye bahsettiğini anlatan Ergün, "Böyle bir iddiaya yazıklar olsun. AK Parti, finansmanının kaynağını en şeffaf bir şekilde defalarca açıklamış olmasına rağmen bu iddiaları sürdürmek büyük ayıp" dedi. Baykal'ın dün ortaya yeni bir iddia attığına işaret eden Ergün, 'Başbakan dünyanın en zengin 10 siyasetçisi arasında' dediğini hatırlattı. Her iki iddianın kaynağının da yandaş medya olduğunu
belirten Ergün, "Oh ne güzel. İlişkiye bak. Onlar sizi yönlendiriyor, siz onları savunuyorsunuz. Onlar size malzeme veriyor, siz onların avukatlığını yapıyorsunuz. Böyle ilişkiye can kurban" diye konuştu. Son iddianın kaynağının, Hürriyet Gazetesi yazarı Mehmet Yılmaz'ın yazdığı köşe yazısı olduğunu savunan Ergün şunları söyledi:
"Sayın Yılmaz'ın yazısında şöyle deniyor. 'Google'a girdim, wikipedia'ya girdim, Sultan Hasan, Kraliçe Elizabeth, 10. sırada Tayyip Erdoğan var. Gerçi bu wikipediada çok yanlış şeyler var, sadece bu kaynaklardan hareket etmek doğru değil ama belediye başkanı olduktan sonra üzerindeki kıyafetler değişmiş. Bu da onun zenginliğine işaret etmiş. Çok da belli değilmiş ama ateş olmayan yerden de duman çıkmazmış. Elalemin ağzı torba değilmiş ki büzelim.' Sayın Mehmet Yılmaz. Sizin için medya çevrelerinde şöyle
böyle diyorlar. Sizin için sahibinin kapısındaki en sadık, en çok sesi çıkan iyi bir savunucu, iyi bir eleman diyorlar. Öyle mi bilmiyoruz. Ateş olmayan yerden duman çıkmaz. Elalemin ağzı torba değil ki büzelim. Söylerler konuşurlar. İşin acı tarafı Baykal'ın da bu malzemeleri siyasette kullanıyor olmasıdır. Bizim Sayın Baykal'a buradan bir kere daha seslenmemiz gerekiyor. Bu google farelerinin peşine fazla takılmayın. Bu google fareleri, bu internet fareleri sizi iyi bir yere götürmez. Sizi pis ve karanlık
bir iftira ve karalama kanalına sürüklerler. Ve oraya sürüklüyorlar. Bu pis ve karanlık iftira kanalı sizi siyasette bunaltır, boğar. Bu kanaldan malum medyanın elinize tutuşturduğu Alman yapımı bir fenerle de çıkamazsınız. Alman yapımı bu fenerle yolunuzu aydınlatamazsınız. Bırakın bu google farelerinin peşine takılmayı ve daha düz ve daha temiz bir alanda siyaset yapmaya yönelin. Türkiye'de siyasetin en büyük sorunu sizin gibi bir muhalefetin olması, daha doğrusu adam gibi bir muhalefetin olmaması
sorunudur. Türkiye bu sorunu aşmak mecburiyetindedir. Sorun ana muhalefetin birşey üretememesi, googlenin, wikipedianın ve malum medyanın kanallarından ve çöplüklerinden beslenerek siyaset yapmasıdır. Sonra da gelip siyasetimizi iftira ve karalama ile kirletmesi sorunudur. Türkiye'de temiz ve dürüst bir siyaset yapılacaksa öncelikle temiz ve dürüst bir muhalefet olması gerekir. Türkiye'de temiz ve dürüst siyasetin, temiz ve dürüst muhalefetten başlaması gerekir. Türkiye'de muhalefet elaleme talkın verip
nuştu.
Bir gruba ver kendisi salkım yutan bir siyaset anlayınışa sahip. Gelin, seçimlere daha 1 ay var. Hiç olmazsa bundan sonra siyaseti dürüst ve temiz bir siyaset olarak sürdürelim."