Son anketler,adaylar,2011,,anket sonuçları,il il milletvekilleri,aday isimleri,Son anketler,seçim sonuçları

7 Şubat 2009 Cumartesi

BAŞBAKAN ERDOĞAN, AK PARTİLİ BELEDİYE BAŞKAN ADAYLARINI TANITIM TÖRENİNDE KONUŞTU

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Tunceli'de Başbakanlık Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Vakfı tarafından yoksul vatandaşlara 'beyaz eşya' dağıtılmasını eleştirenlere sert çıkarak, "Anayasa'nın bize yüklediği sorumluluğu yerine getiriyoruz. 4 gündür Tunceli'de valiliğimizin yaptığı yardımları dillerine doladılar. oruyorum onlara siz hiç acaba Tunceli'ye gittiniz mi? Acaba Türkiye'nin 81 vilayetinden birinin Tunceli olduğunu biliyormusunuz? Böyle bir derdiniz oldu mu? Sizin Tunceli'ye merhem
olacak eseriniz oldu mu? Bunlar ancak yoksulluk üretebilir. AK Parti de sizin ürettiğiniz yoksullukla mücadele ediyor" dedi.
Erdoğan, AK Parti'nin İslamcı parti olduğunu söyleyen köşe yazarlarına da tepki göstererek, "Ne dinimiz İslam'a ne de AK Parti'ye kimse saygısızlık yapmasın. Kimse alavere dalevere yapmasın. Bir defa AK Parti İslamcı bir partidir, ifadesi temelinden yanlıştır. Demokratik, laik, sosyal bir hukuk devletinin içinde kurulmuş muhafazakar bir partiyiz. İslam hiçbir partinin sıfatı olacak kadar aşağılanamaz" diye konuştu. CHP'nin Kuran Kursu açılımını da eleştiren Erdoğan, "Sandık göründü, aydınlanmaya
başladılar. Bu anamuhalefet ne zaman genel kongreye, ne zaman seçime gitse aydınlanmaya başlıyor, toplumun gündemine yaklaşıyor, sosyal devleti hatırlıyor. Ancak Kuran eğitimini Diyanet veriyor. Kalkıp da burada tereciye tere satmanın ne anlamı var?" tepkisini gösterdi.

'TÜRKİYE PARTİSİYİZ'
Başbakan Erdoğan, AK Parti'nin tüm Türkiye belediye başkan adaylarını tanıtım töreninde yaptığı konuşmada gündeme ilişkin önemli değerlendirmelerde bulundu. AK Parti'yi ilk kurarken halkın coşkusunu unutamadığını belirterek, "Hiç unutamıyorum partimizi kurduk, Anadolu'yu, Trakya'yı, ilçe ilçe, köy köy dolaştık. Gittiğimiz her yerde büyük coşkuyla ve özlemle karşılandık. Mahşeri kalabalıklar bizi karşıladı. 'Hayır dualarımız sizinle, Allah yar ve yardımcınız olsun' dediler. Gümüşhane'de gecenin
karanlığında teyzeler önümüzü kesti. 'Kolumuzdaki bilezik, parmağımızdaki yüzük size feda olsun. çok hasret çektik. gelin gayrı' dediler. Güneydoğu'ya gittiğimizde de 'Buralar zaten bitti, niye yoruldunuz, niye geldiniz?' dediler. Nereye gittiysek hangi bölgeye gittiysek milletimizin hayır duasıyla, coşkusuyla ve sevgisiyle karşılandık" dedi. AK Parti'nin bizzat milletin partisi olduğunu, milletin iktidarı olduğuna işaret eden Erdoğan, bu ilkelerden hiçbir zaman şaşmadıklarını kaydetti. Siyasetin
kirli ayak oyunlarına hiçbir zaman tevessül etmediklerini, popülizmin kendi siyasetlerinde hiçbir zaman yer bulamadığını ifade eden Erdoğan, "Rotamızı milletimizin rotasından asla ayrı gayrı görmedik. Seçimden seçime halkın hatırını soranlardan olmadık. Ankara'ya mahkum olan siyaset anlayışını ülkemizde egemen kılmadık. Biz Ankara'ya mahkum olan siyaset anlayışını kovuyoruz, dedik ve kovduk. Onların anlayışında Ankara'dan dışarı çıkmak yoktu. Ama biz önce 81 vilayetimizi, sonra dünyayı fellik fellik
dolaştık. Biz bu yola barış, kalkınma için koyulduk. Bu anlamda da çok mesafe aldık. Türkiye haritasının belli bölümüne hitap edemeyenler, Sivas'tan öte geçemeyenler hala var mı, var. Hala geçemiyorlar. Biz 81 vilayetimizin 81'inde varız, 71.5 milyon vatandaşımızın her biriyle ele ele omuz omuzayız, ne derlerse desinler. Belki sandıkta bizi kabul etmeyebilirler, önemli değil ama sandıkta kabul edip etmemek bizi onlardan ayırmıyorki. Biz hizmetimizle onlarlayız. Biz milletin efendisi değil,
hizmetkarıyız" şeklinde konuştu.

'CHP, SEÇİME GİDERKEN AYDINLANMAYA BAŞLADI'
Başbakan Erdoğan, konuşmasında CHP'nin Kuran Kursu ve çarşaf açılımını da eleştirdi. Ufukta sandık göründüğünü belirten Erdoğan, CHP'nin seçim yaklaşınca halkı hatırlamaya başladığını söyledi. "Siyasi partilere bu aralar bir haller oluyor. Birdenbire Türkiye'yi hatırladılar, halkı hatırlamaya başladılar" diyen Erdoğan, CHP'yi 'tereciye tere' satmakla suçladı. AK Parti'nin 'semt konakları' olarak hayata geçirdiği uygulamayı CHP'nin 'mahalle evleri' adı altında seçim vaadi yaptığını anlatan Erdoğan, AK
Parti'nin 'semt konakları' uygulamasında Kuran eğitiminin verilmediğini açıkladı. Erdoğan, şöyle konuştu: "Bu ülkenin on yıllardır hasretini çektiği mevzular, bu partilerin hatırına geldi. Biz de sevindik onyıllardır engel çıkardıkları konulara şimdi şefkatle yaklaşmayla başladılar. Gerilim ürettikleri, fırtına kopardıkları konular siyasetlerinin ana başlığı haline geldi. Çünkü sandık göründü. Müthiş bir aydınlanmaya maruz kaldılar. Bu anamuhalefet ne zaman genel kongreye, ne zaman seçime gitse aydınlanmaya
başlıyor, toplumun gündemine yaklaşıyor, sosyal devleti hatırlıyor. Ne demek istediğimi anlıyorsunuz değil mi? İstismar politikalarıyla değil samimi politikalarla halkımızın karşısına çıkmadığınız sürece halkımız sizi bu ülkede asla hiçbir zaman tek başına iktidar yapmayacak. Bunu böyle bilin."

'TERECİYE TERE SATMAYIN'
CHP lideri Baykal'ın bir dönem Bosna'ya gidip başörtüsü dağıttığını, bunu da övüne övüne anlattığını ifade eden Erdoğan, kendilerinin de bunu alkışladığını hatırlattı. CHP'yi oy hesabı yapmakla suçlayan Başbakan Erdoğan, anamuhalefete 'Kazanamadığımız takdirde bunları yaparken AK Parti belediyelerine estek köstek olmayın' diye seslendi. CHP'ye 'Sözünüzü tutun' çağrısında bulunan Başbakan Erdoğan, şunları söyledi: "Ondan sonra rozetler takılmaya başlandı. Bunlar da güzel gelişmeler. Ardından bazı haberler
geldi. Birşeyi tavsiye etmem lazım. Bir gazete yazıyor. Orada bir yanlışlık var. Mahalle evleri kuracaklarmış. AK Parti semt konakları olarak bunları çoktan kurdu. Biz semt konaklarında Kuran eğitimi vermiyoruz. Biz semt konaklarında bilgisayar, yabancı dil, okuma yazma, el işi dersler veriyoruz. Bunlardan çok daha önce BELTEK, İstanbul'da da, Kayseri'de benzer şekilde halkımızı eğitime alan sistem geliştirdik. Bunlar bizim ulaştıığımız bu yerlere bunların hayalleri bile ulaşamazdı ve ulaşamadı da. Niçin
semt konaklarında Kuran eğitimi yok. Kuran eğitimini yapmak için Diyanet İşleri Başkanlığı'nın Kuran Kursları var. Bayağı da sayısı fazla. Buralarda bunlar veriliyor. Kalkıp da burada tereciye tere satmanın ne anlamı var? Dürüst olalım, bu işin erbabı olalım. 'Müftülük oda tahsis edecek' diyorlar. Müftülüğün işi gücü yok da oraya oda mı tahsis edecek? Devlet olarak Diyanet İşleri Başkanlığımız gereğini zaten yapıyor ama sadece oy endişesiyle, oy alalım diye bu tür oyunlar içine girmenin kimseye kazandıracağı
birşey yok. Halkım da bu oyuna gelmiyor zaten. Camilerimiz var, oralarda da eğitim veriliyor. Ancak bu kişiler Kocaeli'nde bir caminin yapılmasına engel olacak kadar ileriye gidiyorlar. Bu noktada daha da ileri gidiyorum. Halkın talebidir diyorsan, orada da halkın talebi var. Halkın talebinin önüne niçin geçiyorsun? Ben belediyeciyim. Yüzlerce belediye başkanım var. AB sürecinde cami ifadesini kaldırdık, mabed ifadesini koyduk. Müslümanın yoğun olduğu yerlerde talep varsa cami yapılır. Farklı dinden
vatandaşlarımızın yoğun olduğu yerde de sinegog, kilise yaptırabilirsin? Neden çünkü biz hukuk devletiyiz. Hukuk devletinin gereği neyse onu yapıyoruz. Kalkıp da oy hesaplarıyla bu işi yaparsanız bu yanlış olur. Bütün gayretleri, amacı, gayesi ne olursa olsun ben büyük memnuniyetle, büyük mutluyorum izliyorum. Sözünüzü tutun. Kazanamadığınız takdirde de AK Parti belediyelerine estek köstek olmayın. Konu ne olursa olsun diğer partilerin de milletin gündemine dönmesinden, milletin hissiyatına yakınlaşmasından
biz her zaman mutluluk duyarız."

'DİN ÜZERİNDEN SİYASETE İZİN VERMEYECEĞİZ'
Başbakan Erdoğan, televizyonlarda CHP'nin açılımıyla ilgili 'Sahicisi varken, taklidine gerek yok, iltifat etmezler' yorumunu yapan bazı yazarlara, köşe yazarlarına da sert çıkarak, AK Parti'nin İslamcı bir parti olmadığını vurguladı. Erdoğan, din üzerinden siyaset yapılmasına izin vermeyeceklerinin altını çizerek, tepkisini şu sözlerle ortaya koydu: "AK Parti İslamcı partidir, diyenler var. Ne dinimiz İslam'a ne de AK Parti'ye kimse saygısızlık yapmasın. Kimse alavere dalevere yapmasın. Bir defa AK
Parti İslamcı bir partidir, ifadesi temelinden yanlıştır. Demokratik, laik, sosyal bir hukuk devletinin içinde kurulmuş muhafazakar bir partiyiz. İslam hiçbir partinin sıfatı olacak kadar aşağılanamaz. Bu A partisi, B partisi, şu olur, bu olur. Bu partilerin yaptıkları hataları kalkıp da bizim yüce dinimize mi keseceksiniz? Bunun için mi kullanacaksınız? Bu ifadeleri kullananların da zaten dinimize ne kadar saygılı olduğu da bellidir. Bizler bu yolda çalışmalarımsteızı kararlılıksa sürdürüleceğiz. Asla din
üzerinden siyaset yapılmasına izin vermeyeceğiz. İnsan eksenli bir politika benimsedik. Bunun muhafazakar bir anlayışla sürdürmeye devam edeceğiz."

'BEYAZ EŞYA' SAVUNMASI
Başbakan Erdoğan, Tunceli'de Başbakanlık Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Vakfı tarafından yoksul vatandaşlara 'beyaz eşya' dağıtılmasını da savundu. Eleştirilere cevap veren Erdoğan, Türk milletinin hiçbir zaman istismarcılara, taklitçilere prim vermediğini söyledi. Aylardır, yıllardır hükümetin yaptığı sosyal yardımların eleştirildiğini belirten Erdoğan, valilere ve kaymakamlara sahip çıktı. Yardımları eleştiren çevrelere 'Siz hiç Tunceli'ye gittiniz mi?' diye soran Başbakan Erdoğan, eleştirilere şu
sözlerle cevap verdi: "Bu ülkede yoksulluğun sebebi AK Parti değildir. Yoksulluk üreten politikaların sebebi AK Parti olmamıştır. Anadolu'nun her tarafına Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Vakıfları tarafından yardımlar gönderiliyor. Valilerimiz, kaymakamlarımız da bunun içinde yer aldı. Bu yardımlar seçimden seçime yapılmadı. Göreve geldiğimiz andan itibaren tüm yoksul vatandaşlarımıza kömür, soba dağıtımı yapılmıştır. Tüm yoksul ailelere valiliklerimiz maaş bağlamıştır. 'Bu AK Partilidir, bu değildir'
demedik ama şimdi hedef saptırıyorlar. Çünkü seçim var. Siz bu ülkede iktidar oldunuz, neden bunları yapmadınız? Benim ülkem sosyal devlettir. Bu devlet sosyal devlet olduğuna göre garip, gurebayı, yoksulu bulacak, onlara elini uzatacak. Anayasa'nın bize yüklediği bir sorumluluk bu. Medeniyetimizin de bize öğrettiği bir sorumluluk. 4 gündür Tunceli'de valiliğimizin yaptığı yardımları dillerine doladılar. Çekim yapıp televizyonlarda yayınlıyorlar. Soruyorum onlara siz hiç acaba Tunceli'ye gittiniz mi? Acaba
Türkiye'nin 81 vilayetinden birinin Tunceli olduğunu biliyormusunuz? Böyle bir derdiniz oldu mu? Sizin Tunceli'ye merhem olacak eseriniz oldu mu? Bunlar ancak yoksulluk üretebilir. AK Parti de sizin ürettiğiniz yoksullukla mücadele ediyor. Tunceli Valisi adeta tedbili kıyafetle halkın arasına karışıyor. İhtiyaç sahiplerini tespit ediyor. Benim tüm vali, kaymakam arkadaşlarım bu anlayışla şehirlerini idare etmeye başladılar. Bir taraftan Tunceli'de yoksullukla mücadele edene karşı çıkıyorsun, bir taraftan
sen de 'İstanbul'da ben de maaş vereceğim, yardım edeceğim' diyorsun. Bunlar secaat arz ederken sirkatin söyleyenler. Bir taraftan sosyal devlet diyorsun, öte yandan bu ülkenin valilerininin, kaymakamlarının şevkini kırmak için elinden geleni yapıyorsun. Bu tutarlılık değil. Bu ne perhiz bu ne turşu. Amacın üzüm mü yemek bağcı mı dövmek? Milletin geleneklerini görmezden geliyorsun. Bir taraftan da yok bilmem ne açılımı, yok bilmem şu açılımı, deyip milletin karşısına çıkıyorsun. Siyasetin temeli istikrarlı,
tutarlı olmaktır".

Hiç yorum yok:

Etiketler

sayaa

yükleme oyunları seçim sonuçları
 
sayfa_f1d9fabdd31b3d2d.html