Son anketler,adaylar,2011,,anket sonuçları,il il milletvekilleri,aday isimleri,Son anketler,seçim sonuçları

1 Şubat 2009 Pazar

gökçek ten birandın inşallahına yorum

Medya epeyce üzerinize geldi. Bu eleştirilere nasıl göğüs geriyorsunuz?

Artık alıştık. Olayları günlük değerlendiriyoruz, günlük bakıyoruz, üstünde durmuyoruz. Mesela son zamanlarda ben televizyon seyretmiyorum. Tabiri caizse kendileri söylüyor, kendileri dinliyorlar. Seyretmeyince hiç tesiri de olmuyor. Gazetelerdeki haberlere de eskiden cevap verme ihtiyacı hissederdim. Artık televizyonlar ve gazetelerde çok ciddi olarak yanlı yayın yapma temayülü başladı. Özellikle Kanal D, Star ve Show CHP'nin sözcülüğüne soyunmuş durumda. Mehmet Ali Birand Kılıçdaroğlu'na "İnşallah kazanacağız" dedi. Açıkça söylüyor. Böyle bir anlayış olabilir mi? Büyük bir televizyonun başında bulunan bir kişinin bu kadar açık tavır koyması çok çirkin bir olay.

Birand dilinin sürçtüğünü açıkladı

Görünen köy, kılavuz istemez denebilir en hafifiyle. Benim aklımda başka bir şey var ama� Kazanacağız derken, gözlerinin içi gülüyor, o kadar güzel iltifatlar yapıyorlar ki, karşıya bir pas atıyor, ağzının içine bakıyor. Sesini kesmiyor. Aynı şeyi Uğur Dündar ve Ali Kırca da yapıyor. Bizimle konuşacak olsalar, lafı ağzımıza tıkıyorlar. CHP İstanbul ve Ankara'da kaybederse sadece CHP değil, Kanal D, Star, Show medya grupları da kaybetmiş olacak.

Sizce bu desteğin nedeni nedir?

'Ya kazanabilirsek, bir ihtimal.' Umut onların gözlerini karartıyor. Ama ne Ankara'da ne İstanbul'da kazanma şansları Allah'ın izniyle sıfır.

Kemal Kılıçdaroğlu ile çıktığınız canlı yayında çok agresif olduğuz yönünde eleştiriler geldi. Ne diyorsunuz?

Biz kalkıp kendimizi ezdirmeyip cevap verdiğimiz zaman bunun adı kavga oluyor. Böyle çifte standart olmaz. Tabiri caizse ekranda fikri anlamda bana tokat atana canın sağ olsun demedim, demem de. O bir tane atıyorsa ben iki tane atarım. Atmayacaksın. Sataştığın zaman dersini alırsın. Dersini alınca da adam olan buna tahammül eder. Edemiyorlar.

Fıkralarınızın meşhur olduğu söyleniyor. Son zamanlarda anlattığınız fıkranız var mı?

Hatırlarsanız. Sayın Süleyman Demirel seçimlerde kim ne veriyorsa ben onun 5 fazlasını veriyorum derdi. Şimdi Karayalçın çıktı ortaya. 'Melih ne veriyorsa, ben onun iki katını veriyorum' diyor. Her konuda. 'Parayı nereden bulacaksın' diyoruz. 'Bi aradan çıkayım' diye bir ifade kullanıyor. 'Aile başı 600 bin lira dağıtacağım, otobüs biletleri bu ailelere bedava olacak, 10 metreküpe kadar su parası almayacağım, gıda kömür dağıtacağım' deyince bizim yardım dağıttımız 154 bin kişiye vereceği miktarın belediye bütçesinin rakamlarını aştığını söyledik. Bırak başka iş yapmayı. Nasıl olacak bu iş. Bunun üzerin önce 90 bin kişiye vereceğini söyledi, sonra bilet parası da su parası da içinde diye açıklama yaptı. Yine olmayacağını söyledik. Başladı aşağı doğru inmeye. 'Yav gene bu rakam büyük' dedik. Bu sefer son demecini evvelsi gün verdi. '600 dediysek herkese de 600 verecek değiliz ya' dedi. Yani sıkıştırdıkça küçültüyor. Bunu ben bir avcı hikayesi ile birleştirdim. Avcının birisi müthiş palavra atarmış. Avcılar toplantısına gidecekler, arkadaşı demiş ki, 'ben gelmem sen beni rezil edersin.' O 'yok yok etmem' demiş. Arkadaşı da 'edersin edersin' diyormuş. Bizim ki 'Söz demiş atmayacağım.' 'Bak dayanamazsın sen atarsın, en iyisi Sen atarsan ben öksüreyim, sen de attığın palavrayı küçült.' demiş arkadaşı. 'Peki' demiş gitmişler. Dayanabilir mi? Başlamış, 'Geçenlerde bir tilki kaçırdım. Bir kuyruğu vardı 20 metre.' Arkadaşı hemen 'öhöhö...' 'Tabi' demiş, 'akşam üzeri idi, rahat 15 metre var.' 'Öhöhö...' 'Benim gözler iyi görmez 10 vardı.' 'Öhöhö...' 'Biraz da hava sisliydi rahat 5 metre var.' 'Öhöhö...' 'Yeter lan' demiş, 'İki de bir ne öksürüyorsun, kuyruğu da mı yok bunun.' Şimdi aynı hesap. Karayalçın gittikçe küçültüyor da, Karayalçın'ınkinin kuyruğu da yok. Yav arkadaş bu işi çok iyi biliyordun, 5 sene belediye başkanlığı yaptın, kime yardım ettin. Bir tane örnek versene, bir tane. Damızlık bir örnek yok.

BUGÜN AYNI İFADEYİ KULLANMAM

"Böyle sanatın içine tükürürüm" dediğiniz için pişman mısınız?

Onu 15 senedir unutmadılar. Türk tarihine geçti. Bugün olsa aynı ifadeyi kullanmam. Ama ifadenin bugün de yanlış olmadığına inanıyorum. O konuda da hiçbir geri adım atmam söz konusu değil. Bizim heykel düşmanlığımız falan yok. Bir bayan, (heykeltıraş da diyemeyeceğim) heykel benzeri bir şey yapmış ama cinsel ilişki alenen gösteriliyordu. Lafım onaydı.

Genç görünmenizi neye bağlıyorsunuz?

Herhalde biraz ırsi olsa gerek. Aileden geliyor. Genetik diye düşünüyorum. Saçlarımı boyadığımı bile iddia eden adamlar çıktı. Hayatta ne saçımı boyadım, ne de bir şey yaptım. Allah vergisi saçım. Saçlarımda da bayağı beyaz var artık.

Sağlığınız nasıl?

Bir şeyim yok Allah'a şükür. Bir tek şekerim var. Onun için diyet yapmak zorundayım ama yapamıyorum. Sabah kahvaltısı haricindekileri kontrollü yiyemediğim için disipline edemiyorum şekeri.

Spora zaman kalıyor mu?

Maalesef spora hasretim. Ama futbolu seviyorum.

Futbol deyince önce Ankaraspor mu, yoksa Fenerbahçe mi geliyor?

Önce Ankaraspor, sonra Ankaragücü, sonra da Fenerbahçe.

Bu resmi sıralamanız mı?

Resmi sıralamam. Ankaraspor Ankara'dan bir birinci lig takımının şampiyon olmasını arzu ettiğim için teşvik ettiğim ve organizasyonunu yaptığım takım. Amatörden birinci lige çıktı. Birinci Lig'de ciddi bir yerde. Ankaragücü'nü çocukluktan beri takip ederim. Rahmetli babam beni 4-5 yaşlarındayken epey maça götürdü. Tandoğan'da tahta trübünleri olan Ankaragücü Stadı vardı. yıkıldı gitti. Ankaragücü şampiyon olsa, lider bir takım olsa başka takım kurmaya gerek yoktu, ancak Mesut Yılmaz, iktidarda iken Ankaragücü'nü yönetmemi istemedi ve Ankaragücü'nü bize vermediler. Ankaragücü'ndeki özlemimizi Ankara Spor ile gidermeye çalıştık. Arzum, Ankaragücü ile Ankara Spor'un biran önce birleşmesi. Çünkü Ankaragücü'nün inanılmaz bir seyircisi var. Türkiye'nin bir numaralı seyircisi. Bu seyirci ile bir arada olmayı çok arzu ediyorum. İnşallah olur.

Fenerbahçe...

Fenerbahçe doguştan benim takımım. Çünkü rahmetli babam hasta Fenerbahçeliydi ve benim ismimi 1948 yılında Fenerbahçe'de forvet mevkiinde oynayan Melih Kotanca dolayısıyla koymuş. Otomatik olarak Fenerbahçeli olmuşuz.

15 SENEDE BİR HAFTA TATİL YAPTIM

En son ne zaman tatil yaptınız?

15 senedir bir hafta tatil ya yaptım, ya da yapmadım. Ama bu seçimlerden sonra eşime söz verdim. Bu yaz Allah izin verirse bir aylık tatile götüreceğim.

Nereye götüreceksiniz?

Nereye isterse...

Siz nereyi istiyorsunuz?

Hanım nereyi isterse. Benim tercihim şöyle rahatlıkla oturup denizi seyredebileceğim, balkonda kahvaltı yapabileceğim bir yer.

Yurt içi mi, dışı mı?

Yurt içi. Bakalım kısmet, ne olacak. Ülkenin üç bir tarafı deniz. Nereye istersen gidebilirsin. Niye Trabzon'a gitmeyelim, Antalya veya İzmir'e. Niye Ayvalık'a gitmeyelim. Bizim hanım Ayvalık'ı da çok sever. Niye Erdek tarafına gitmeyelim. Gidecek yer çok.

Ferhat Göçer hayranıyım

Son dönemde beğendiğiniz sanatçılar kimler?

Pek çok sanatçıyı beğenirim de bu ara benim gözümdeki en popüleri Ferhat Göçer. Pek çok parçasını seviyorum. Ayırt etmiyorum. Sesinden dolayı Kayahan'ı çok severim. Ebru Gündeş'i de çok beğenirim. Beğendiğim çok sayıda sanatçı var ama bunlar daha çok dinlediklerim.

Eşinizle beraber beğendiğiniz bir şarkı var mı?

Hanımla en çok beğendiğimiz şarkı "Eski dostlar". Ben şarkıların tamamını hiçbir zaman söyleyemem. En çok da enstrumantal parçaları severim.

Aracınızda müzik dinlermisiniz?

Ben arabada giderken ya telefonla konuşurum, ya da imza atarım.

Günde, hafta da kaç belgeye imza atıyorsunuz?

Günde iki tam klasöre imza atsam, onun içinde herhalde 30 sayfa vardır. Günde 60-70 imza atıyorum.

İmzayı yazıyı okuduktan sonra mı atıyorsunuz yoksa okumadan mı?

Onun belirli standartları vardır. O standartlara göre bakar imza atarım. Önemli olan bir evrak ise mutlaka başından sonuna okurum. Ayda 2 bin civarında imza atarız. Belki daha fazla. Ki özellikle ben yüzde 95'ini bürokratlarıma dağıttığım için bu kadar az.

İyi bir gazete okuruyum

Kitap okuyabiliyor musunuz bu yoğunluğun içinde?

Kitap okumak için fırsatım olmuyor ama ben size bir şey söyleyeyim mi? Türkiye'nin en iyi gazete okurlarından birisiyim. Köşe yazılarından ilgilendiklerimi okuyabiliyorum. O da konu başlıklarına göre. Çocukluğum Necip Fazıl Kısakürek hayranlığı ile geçti. Tabi Mehmet Akif'in şiirleri de bizi etkileyen şiirlerdi.

Standart takip ettiğiniz bir köşe yazarı var mı?

Yok hayır. Yazının mahiyetine göre okuyorum. Gazete başlıklarını her gün şöyle bir gözden geçiririm. İnan roman okumaya vaktim yok.

Her gece internete giriyorum

Sanata bir meyliniz var mı?

Türkiye'de pek çok sanat dalında faaliyet yürüten en büyük belediye Ankara Büyükşehir Belediyesi'dir. Aklınıza sanat denince ne geliyorsa hepsinde Ankara öncülüğü çekiyor.

Sizin ilgilendiğiniz bir tür var mı?

Ebru. Her sergi açılışında gider yapar, imzalar birilerine bırakır giderim.

Nasıl öğrendiniz?

Orada bana öğrettiler. İnsan kendi yeteneğini kullanıyor zaten. O insana göre hayal dünyası. Kursları var ama kurs almadım. Bir profesyonel sanatçı gibi değil tabi ki, benim ki amatörce. Yurt dışında sergilerimiz olduğu zaman orada ebru yapıp yabancı dostlarıma hediye ettiğim çok oldu. Bir tane olduğu için ve de siz yaptığınız için kıymetli bir şey oluyor.

Teknoloji ile aranız nasıl?

Bilgisayarı kullanırım, internete girer çıkarım, yazılarımı yazarım. Bir genç kadar mükemmel diyemem ama kendi ihtiyacımı karşılayacak kadar kullanırım. Her gece internete girerim. Bazen 10 dakika bazen 3 saat arasında değişiyor.

Sizinle ilgili haberlere yapılan yorumları da okuyor musunuz?

Bazen, Vakit bulursam. Olumlusunu da görüyorum, olumsuzunu da. Olumsuz mesajlara herhangi bir tepki vermiyorum. Aslında orada olumlu yazanlara teşekkür etmek, olumsuz yazanlara da tek tek cevap vermek isterim. Keşke imkan olsa

Eşinize yeterince vakit ayırabiliyor musunuz?

Maalesef, yeterince ayırdığımı söyleyemem. Kendisi de şikayetçi oluyor. Ama gene de anlayışla karşılıyor. Ne dese haklı. Yeterince görüştüğümüz ve bir arada olduğumuz söylenemez ama onun zamanı da sosyal faaliyetleri nedeniyle dolu dolu geçiyor.

Eşinize hediye alıyor musunuz, ne tür jestler yaparsınız?

Bazen telefon eder, ne yapıyorsun, hadi seni bu akşam dışarıda yemeğe götüreyim, derim. Bunu yaparım. Özel günlerde çiçek alırım. Evlilik yıldönümü, 14 Şubat Sevgililer Günü gibi.

Torunlarla çocuklaşıyorum

Çocuklarınız sizin izinizden gelmesini mi siz mi istiyorsunuz?

Çocuklarımla ilgili zaman zaman, lüzumlu lüzumsuz tenkitler alıyorum. Çocuklarımın kendi rızkını kazanması bile suç gibi gösteriliyor. Küçük oğlumun yıkama yeri var, büyük oğlumla beraber. Oradan kazandıkları para dahi bazılarını rahatsız ediyor. Büyük oğluma bir ev aldım. O bazılarını rahatsız etti. Yani benim çocuklarımın yaşama hakkı onlara göre yok. Yani senin çocuğun varsa onlar sefalete mahkum olmalı. Böyle bir mantığı kabul etmek mümkün mü? Çocuklarımdan büyüğü spora meraklı. Küçüğü siyasete meraklı. Efendim yapmasın, bir ailede bir kişi yeter. Yok böyle bir mantık. Ama ben çocuklarımın kendi istediklerini yapmasından yanayım. Kim ne derse desin.

Osman Gökçek'e siyasetle ilgili strateji ve taktik veriyor musunuz?

Bir şey söyleyeyim mi? Oğlum yaptığı işin yüzde 90'nını kendi yapıyor. Kendi yeteneği ile yapıyor. Ama bir baba olarak ona zaman zaman bazı ikazlarda bulunuyorum. Hiçbir zaman 'hayır baba' demiyor. Ben bu işleri biliyorum, benden başkası bunu bilmez, demiyor. Mütevazı davranıyor. Söylediğim hatalarını tekrar etmiyor. Onun için başarılı olacağına da inanıyorum. Çankaya bölgesinde, şu anda tartışmasız en fazla tanınan kişi.

Torunlarınız sizin için ne ifade ediyor?

İki tane torunum var, Melih ve Ahmet. Biri 5 biri de 1,5 yaşında. Onlarla birarada olmak bana inanılmaz bir keyif veriyor. Bilhassa onlarla oynamak, boğuşmak. Şimdi yeni yeni 'dede' demeye başladı, kerata. Onlarla olmaktan büyük keyif alıyorum. Ama ikisini bir arada sevemiyorum. Büyüğü belli etmemeye çalışıyor kıskandığını, kereta, ama hissediyorum. O anda dünyayı unutuyorsun. Onlarla çocuklaşıyorsun resmen. 1,5 yaşına 5 yaşına iniyorsun.

Hiç yorum yok:

Etiketler

sayaa

yükleme oyunları seçim sonuçları
 
sayfa_f1d9fabdd31b3d2d.html