Son anketler,adaylar,2011,,anket sonuçları,il il milletvekilleri,aday isimleri,Son anketler,seçim sonuçları

10 Şubat 2009 Salı

başkananın 30 mart sabahı merakı

CHP Genel Başkanı Deniz Baykal'ın, konuştuğunda da ''Demokrasi sadece seçim değildir'' dediğini bildiren Erdoğan, ''Demokrasi seçim değilse, milli iradeye başvuru değilse nedir? Dünyanın neresinde halkı, sandığı, seçimi, milli iradeyi hafife alan bir anlayış ayakta durabilir. Var mı böyle bir şey? Muhalefet, ak olana kara demek midir? Hiç bir öneri getirmeden, Ankara ve İstanbul'un belli muhitlerine çöreklenerek nereye kadar siyaset yapabilirsiniz?'' diye konuştu.

Başbakan Erdoğan, Deniz Baykal'ın, ''Devlet, kimlikler, inançlar karşısında kör olmalıdır'' dediğini ifade ederek, şunları kaydetti:

''Milletin talepleri karşısında, devlete körlük öneren Baykal'ın seçim gelince, sandık görününce, açılım üstüne açılım denemeleri yapması şayan-ı hayrettir... Biz tabiki bu açılımlardan, bu çabalardan büyük bir memnuniyet duyuyoruz. Cumhuriyet Halk Partisi politbürosunun içine kapanmasının Türkiye'nin hayrına olduğunu asla düşünmüyoruz. Ama AK Parti'ye çeşitli ithamlarda bulunanların, kapatma davası açanların bu söylemleri de değerlendirmeye alması kendileri için öz eleştiri yapması gerekmez mi? Yoksa, hukuk sadece AK Parti'ye mi işliyor? Millete doğru açılım yapmalarını, milletin hissiyatına, gündemine yaklaşmalarını elbette olumlu görürüz. Seçimden seçime olsa da 4-5 yıl da bir olsa, bu milletin değerlerini, kültürünü, yaşama biçimini görmeleri bile bizi mutlu eder.

Şunu çok açık söylüyorum: AK Parti, koltuğa yapışmayı, demokrasinin ruhuna aykırı gördüğü için, seçimi koltuk kavgası olarak değil, halka hizmet imkanı olarak görmektedir. AK Parti kendine, halka, demokrasiye güvendiği için, gelen talep üzerine seçimleri 5 yıldan 4 yıla indirdi. Bu talepler nereden geldi biliyorsunuz. Biz rahatız, indirdik. 'Cumhurbaşkanını halk seçsin' dediler, eyvallah dedik, bunu da hallettik. Halka gittik, 'halk versin' kararı dedik. Biz gayet rahatız. Ama bunlar rahat değil. Dün söylediklerini bugün inkar ediyorlar. AK Parti, bu ülkenin yarınlarını sahiplenecek gençliğine güvendiği için, seçilme yaşını 30'dan 25'i indirdi. Bunlar muhalefet etti. Ama biz rahatız. Niye? Gencimize, gençliğimize güveniyoruz onun için. Şimdiden seçim sonrası ne diyeceklerini merak ediyorum. Şimdiden not edin. 29 Mart 2009 seçimlerinde, sandıklar açıldıktan sonra, bakın bakalım parti genel başkanları kaç gün halkın karşısına çıkamayacaklar.

Türkiye, AK Parti ile muasır medeniyet çıtasını o kadar yükseltmiştir ki, ana muhalefet, her büyük adımın arkasından büyük bir intikal sorunu yaşamaktadır. Ne 3 Kasımda, ne 28 Martta, ne 22 Temmuzda milletin ne dediğini anlamıştır ne de Davos zirvesinde ne dediğimizi anlamıştır.''

-''TÜRKİYE ÖYLE BİR ATILIMIN İÇİNE GİRDİ Kİ...''-

Başbakan Erdoğan, her seçimi Türkiye için demokratik bir fırsat olarak gördüklerini söyledi.

''Son 6,5 yılda Türkiye öyle bir atılımın içine girdi ki; artık duracak boşa geçirecek tek bir dakikası yok'' diyen Erdoğan, hedeflerin, sürekli hale getirilmesi gerektiğini vurguladı.

Türkiye için güzel hayaller kurduklarını, güzel ufuklar, somut hedefler belirlediklerini ve o hedeflere doğru emin adımlarla ilerlediklerini, asla hayalci davranmadıklarını dile getiren Erdoğan, ''Hayal tacirliğine tevessül etmiyoruz. En başta hedeflerimizi açıkladığımızda bizi hayalcilikle suçlayanlar; bugün, Bakü-Ceyhan'ı, Marmarayı, hızlı treni, Karadeniz Sahil Yolunu, Bolu Tünelini ve daha nice eserimizi karşıdan seyretmiyorlar, bizzat içinden geçerek oralardan istifade ediyorlar'' diye konuştu.

Başbakan Erdoğan, bu ülkenin değişmez denen, çözülmez denen dertlerini çözdüklerini ifade ederek, Boyabat-Sinop yolunu açacaklarını, ardından da Samsun-Ankara duble yolunu açacaklarını söyledi.

Bu yolun açılmasıyla, Sarp'dan, Gürcistan sınırından arabasına binen vatandaşın, İstanbul'a, Kapıkule'ye kadar otobanda seyahat eder gibi gideceğine işaret eden Erdoğan, Ankara-Eskişehir hızlı tren seferlerinin de 15 Martta başlayacağını bildirdi.

Başbakan Erdoğan, hızlı trenin Eskişehir-İstanbul hattının ihalesinin yapıldığını belirterek, Ankara-Konya hızlı tren seferlerinin de 2010'da başlayacağını ifade etti. Erdoğan, bu trenden sonra Ankara-Konya arasının 1 saat 15 dakikaya düşeceğine işaret ederek, ''Biliyorsunuz, Ankara-Konya arasında o meşhur makas vardı, terzi makası değil. Orası çok insanlarımızı makasladı. Öyle bir yerdi. Orası artık tarihe karışıyor'' dedi.

-''BU DÖNEM, ÇANKAYA'NIN OTURDUĞU, SADECE HÜKÜMET'İN ÇALIŞTIĞI BİR DÖNEM DEĞİL"

Parti Genel Başkanı ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, bu dönemin farklı bir özelliğinin olduğunu belirterek, ''Bu dönem, Çankaya'nın oturduğu, sadece Hükümetin çalıştığı bir dönem değil. Şimdi Çankaya da koşturuyor, biz de koşturuyoruz. Tek dikiş gitmiyoruz, çift dikiş gidiyoruz'' dedi.

Erdoğan, partisinin TBMM grup toplantısında yaptığı konuşmada, 6 yılda yapılanları millet iradesinin başardığını belirterek, Türk milletinin medeniyet azmi ve kararlılığı olduğunu ifade etti. ''Bu ülkeyi karanlık işlerden, kanunsuz güçlerden, hür türlü hukuksuzluktan Allah'ın izniyle temizliyoruz, temizleyeceğiz'' diyen Erdoğan, vatandaşın verdiği her oyun hakkını, izzetini korumak için siyasetçiler olarak en büyük görevleri ve sorumluluğunun bu olduğunu, bunu da yerine getireceklerini anlattı.

Aldıkları emanetin Türkiye'nin geleceği olduğunu bildiklerini ve bilinçle hareket ettiklerini, milletin iradesine bağlı kalarak Türkiye'nin aydınlık yarınlarına doğru yürüyüşünü sadakatle sürdüreceklerini belirten Erdoğan, şöyle konuştu:

''Bu anlamda, önümüzdeki seçim, bizim için bu ülkeye hizmet yolunda bir tazelenme, yenilenme vesilesi olacaktır. AK Parti; Türkiye'yi kendine bile yetmeyen, aciz, içe kapalı, statükoya mahkum edilmiş bir ülke olarak görmek isteyenlerin önünde kapı gibi dik ve sağlam duracak. Bu ülkeyi bir krizler ülkesi olarak görmek isteyenlerin, krizlerin, istikrarsızlıkların, ağır bunalımların Türkiye'yi kendilerine mahkum ettiğini düşünenlerin iştahlarını biz kursaklarında bıraktık.

Türkiye, tıpkı bu ülkenin insanlarının gönülleri gibi aydınlık, ufku açık, bahtı açık, yolu açık bir ülke olarak yürüyüşüne devam edecek. Yerel yönetimlerimizin bu süreçte, şehirlerimize kattıkları değer, verdikleri hizmet, Türkiye ideallerine yaptıkları katkı, son derece önemlidir. Sadece altyapı hizmetleriyle değil, bir şehri yaşanabilir kılan derinliğe, vizyona sahip yeni bir anlayışla hizmete hazırlanıyoruz. Hani, Gazi Mustafa Kemal'in ifade ettiği 'Biz milletin efendisi değiliz, biz milletin hizmetkarıyız' sözü var ya... İşte biz milletin hizmetkarıyız. Farkımız bu... Bizim yönetim anlayışımız da bu var, insana hizmet var. Adalet ve kalkınmaya odaklanmak var. Millet odaklı, devlet odaklı değil. Yeni devleti öne çıkaran bir anlayışta değil, insanı öne çıkaran bir anlayışta yola çıktık.

Çok açık ve net olarak söylüyorum; kendi menfaatlerini bir tek gün bile bu milletin menfaatlerinin önüne geçiren olursa, bugüne kadar olduğu gibi bundan sonra da AK Parti'nin çatısı altında bir daha yeri olamaz. Bunu açıkça söylemek durumundayım. Biz, milletin gönlünden düşeni bu çatı altında barındırmayız. Bu sebeple attığımız her adımı, muhasebesini yaparak atmak, her kararımızı vicdanımıza sorarak vermek mecburiyetindeyiz. Ben 6,5 yıllık iktidar döneminde milletimizin güveninini kazanan AK Parti siyasetine, hiçbir arkadaşımızın, hamdolsun mümkün olduğunca, -bazı istisnaları şöyle bir kenara koyarsak ki bunları da zaten partimizden ihraç ettik biliyorsunuz- tek bir kara leke sürdürmeyeceğine samimiyetle inanıyoruz. Hesap tutmaz telafi edersiniz, göstergeler düşer düzeltirsiniz ama milletimizin gönlünden düşürseniz bunun telafisi yoktur. ''

-''ŞAŞIRDIM, ŞOK OLDUM''-

Erdoğan, halkın gönlünde, zihninde, kalbinde, hafızasında yer edinmek, onların hayır dualarını almanın ve memnuniyetlerini kazanmanın kendileri için temel gaye olduğunu belirterek, sözlerini şöyle sürdürdü:

''Ama ana muhalefetin ve yavru muhalefetin yaptığı gibi aklına geldiği zaman gensoru vermek suretiyle, bizi milletin karşısında kimse kalkıp da sağa, sola düşüremez. Bunlar maalesef gensorunun haysiyetiyle de oynadılar. Gensorunun bir haysiyeti, onuru, kimliği vardı, onu da bozdular. En son gensoruda biliyorsunuz, gensoru üzerinde konuşabilecek bir tane CHP'li bulamadılar. Çok ilginç, şaşırdım, şok oldum. Gensoruyu veren sensin ama Grup adına konuşacak bir tane adam çıkartmıyorsun. Nasıl bir iş bu? Bu da Cumhuriyet tarihinde bu çatı altında ilk defa oluyor. Ne olduğunu göstermesi bakımından bu da çok önemliydi. İşte, geçmişte bu hassasiyetleri taşımayanların geldiği noktayı hepimiz biliyoruz. Biz asla bu hassasiyeti benliğimizde eksik edemeyiz. Biz sadece seçim kazanmak, oy almak için çalışmıyoruz. Biz gönül kazanmak, muhabbet kesbedebilmek, halkımızın sevgisine, memnuniyetine nail olmak için çalışıyoruz. ''

-''BU MİLLETİN EVLADI BÜYÜK DÜŞÜNECEK''-

Erdoğan, ''Sen Türkiye'sin, büyük düşün'' derken ve bunu seçim sloganı olarak kullanırken, aynı zamanda bir gerçeği de tüm ülkede millete hatırlamak gayesi içinde bulunduklarını belirterek, Türkiye'nin sıradan bir ülke olmadığını vurguladı. ''Bu milletin evladı küçük düşünemez, bu milletin evladı büyük düşünecek, inançlı, kararlı olacak'' diyen Erdoğan, tarihe doğru gittiğinde bunu gördüğünü kaydetti. Erdoğan, ''Eğer Fatih küçük düşünseydi bir çağ kapanıp bir çağ açılmazdı. Yavuz küçük düşünseydi o fetihler gerçekleşmezdi. Aynı şekilde Cumhuriyetimizin banisi Gazi Mustafa Kemal küçük düşünseydi Çanakkale Destanı yazılmazdı. Bu millet büyük düşündüğü için bu destanları yazmıştır'' dedi.

Bazı kişilerin ''Senin gücün ne ki böyle konuşuyorsun'' diyenlerin çıkabildiğine işaret eden Erdoğan, ''Çanakkale'de bizim gücümüz neydi, neyimiz vardı? Bütün dünya birleşerek Çanakkale'ye gelmedi mi, geldi. Ama orada Atatürk'ün bir sözü çok önemliydi; 'Ben size ölmeyi emrediyorum.' Çünkü orada bir gerçek vardı. İşte o ölmeye inananlardan biri de Seyit Onbaşı idi. Bazı rivayetlere göre Seyyid Çavuş... Düşünün, şimdi orada son kalan bir top mermisi kullanılıyor ve işte o da en önemli gemilerden birinin bacasından içeri giriyor ve işi bitiriyor. Bu sıradan bir yolculuk değil, büyük düşüneceğiz ve büyük düşünenlerin ülkesi Türkiye... İnşallah nasıl ki 6 yılda bu kadar kısa zamanda buralara geldik, şimdi artık kartopu büyük bir çağ haline geldi. Çok daha farklı büyümeye devam edeceğiz'' diye konuştu.

-''BU DÖNEMDE BİR TANE BANKA BİLE FONA DEVREDİLMEDİ''

Türkiye'nin, 6 yıldan beri AK Parti Hükümeti ve 5 yıl da AK Parti'li belediyeler eliyle ''devrim niteliğinde reformlar'' gerçekleştirerek bölgesinin ve dünyanın en önemli ülkeleri arasında haklı yerini aldığını anlatan Erdoğan, ülkenin büyüklüğünü en anlamlı ve en somut şekilde ifade eden gelişmelerin ekonomide yaşandığını söyledi.

Erdoğan, 2002 yılında 230 milyar dolar olan GSYİH'yı 2007 sonunda 657 milyar dolara çıkardıklarını, 2008 sonunda ise bu rakamın 750 milyar dolara ulaştığını belirterek, ''3311 dolardan devraldığımız Kişi Başı Gayrı Safi Yurtiçi Hasıla, 2007 sonunda 9305 dolara ulaştı, 2008 sonunda ise öyle zannediyorum ki 10 bin doları aşıyoruz. Biz geldik Türkiye 36 milyar dolarlık ihracata sahipti, 2008 sonunda 132 milyar dolar rakamını yakaladık''dedi.

Küresel bir finans krizinin içinden geçildiğini, başta ABD ve Avrupa ülkeleri, Japonya ve diğer gelişmiş ülkelerde büyümenin daraldığını, gıda ve emtia fiyatlarının arttığına dikkati çeken Erdoğan, özellikle ABD ve Avrupa'da 100-150 yıllık banka, finans kuruluşu ve sigorta şirketlerinin iflas etiğini ya da ucuz fiyatlarla el değiştirdiğini anlattı.

Erdoğan, ''Böyle bir süreçte Türkiye olarak şu ana kadar çok başarılı bir performans sergiledik. Kriz öncesinde, yaklaşık 6 yıl boyunca yaptığımız reformlar, bu krizin Türkiye'ye yansımalarının sınırlı olmasını sağladı. Bizden önceki iktidar döneminde, DSP-MHP-ANAP iktidarı döneminde 16, ondan önce de 5 olmak üzere 21 banka fona devredilmişken, bu dönemde bir tane banka bile fona devredilmedi. Çünkü biz eşeği sağlam kazığa bağladık da onun için. Bunu bir yerlere çekmeye kimse çalışmasın. İşimizi sağlama aldık, yere sağlam bastık'' dedi.

İhracatın 2007 sonunda 107 milyar seviyesindeyken kriz nedeniyle yıl sonundaki düşüşe rağmen, 2008 yılını 132 milyar dolarla kapattıklarını kaydeden Erdoğan, ''Ama bu işi çok iyi bildiğini söyleyenler, kriz başladığında 'ihracat 120 ile kapanır' dediler. Ne oldu, 120 ile mi kapandı? 132 milyar dolar ile kapandı. Bunları görelim ve gösterelim'' diye konuştu.

Erdoğan, otomobil satışlarında kısmi bir düşüş yaşandığını, 2002'de 91 bin olan satış miktarının 2008 sonunda ise 306 bin olduğunu belirterek, şöyle konuştu:

''91 bin... 306 bin. Bunun hesabını niye yapmıyoruz? Bunun de hesabını yapalım. Buzdolabı 2002 yılında 1 milyon 88 bin iken 2007 sonunda 1 milyon 940 bin adet oldu, 2008 sonunda krize rağmen ulaştığımız rakam ise 1 milyon 907 bin. Ee, niye bunu görmüyoruz? Sürekli ağlamak, ağlamak, ağlamak... Bir de 'bütün krizlere rağmen hamdolsun bu rakamdayız' deyin. Tüm dünyada enflasyon yükselme eğilimindeyken, Ocak ayında yeniden tek haneli rakama olaştı ve 9,5 oldu. Merkez Bankası rezervi 2002'de 26,8 milyar dolar seviyesindeyken, hamdolsun bugün bütün olumsuzluklara rağmen 68 milyar dolar seviyesindeyiz. IMF'ye olan borç biz geldiğimizde 23,5 milyar dolardı, bugün son rakam 8 milyar dolar. Bunları niye konuşmuyoruz?

Durmadan hükümete seçim saikiyle saldıranlar, lütfen bu rakamları görsün. Eğer siz göremiyorsanız, biz milletimize gidip bunları tek tek anlatıyoruz ve anlatacağız. Bizi, yola çıktığımızda, turistik bölgelere gittiğimizde 'Bunlar turizme düşman, turizme karşıdır' diye damgalayanlar vardı. 'Bizimle Türkiye turizmde farklılığı yaşayacak' demiştik. Şimdi rakamlar konuşuyor. 2002'de gelen turist sayısı 13 milyon kişiyken, 2008'de 2007'nin de üstüne çıktık ve son rakam 26 milyona ulaştık. Halep oradaysa arşın burada. Turizm gelirimiz de 8,5 milyar dolardan şimdi 22 milyar dolara ulaştı.

Estirilmeye çalışılan karamsarlığa, psikolojileri bozmaya dönük her türlü girişime rağmen Türkiye büyük bir devlet ve büyük ekonomi olma yolunda kararlılıkla ilerliyor. Kim ne derse desin. 100 yılda bir görülen türde bir krizin içinden geçiyoruz. Elbette ihracatta, büyümede ve diğer göstergelerde olsun, bir miktar düşüş olacaktır. Ben 'teğet, en az zararı göreceğiz' dedim, bazıları bunu dalgaya aldı. İşte buyurun rakamlarla konuşuyoruz. Biz işimize sahibiz, işimizi sağlam tutuyoruz. Şüphesiz ki daha az zararla atlatmanın da gayreti içerisindeyiz. Arkadaşlar, sadece bu yıl... Bu yılda da belki ikinci yarıda her şey değişebilir. Bunun da hesaplarını gayet iyi yapıyoruz.''

-''ÇALIŞIYORUZ, KOŞTURUYORUZ, DOLAŞIYORUZ''-

Erdoğan, çalıştıklarını, koşturduklarını ve dolaştıklarını ifade ederek, sözlerini şöyle sürdürdü:

''Sağolsun Cumhurbaşkanımız da koşturuyor, ben de koşturuyorum, bakan arkadaşlarım da koşturuyor. Bütün iş adamlarımızla beraber fellik fellik dolaşıyoruz. 'Her şey Türkiye için' diyoruz. Yaptığımız bu. Tabii bu dönemin bir farkı daha var; yani Çankaya'nın oturduğu, sadece Hükümetin çalıştığı bir dönem değil. Şimdi Çankaya da koşturuyor, biz de koşturuyoruz. Böyle bir dönemi yaşıyoruz. Onun için bu dönem daha farklı... Tek dikiş gitmiyoruz, çift dikiş gidiyoruz. Çok daha farklı.

Tabii bu yolculuğa nereden başladığımızı, nereden yola çıktığımız, nerelere ulaştığımızı iyi analiz edersek, bardağın dolu tarafının boş tarafından çok daha iyi olduğunu görürüz. Bu bizi rehavete mi sevk ediyor? Elbette hayır. Krizin başladığı andan itibaren her türlü tedbiri aldık, almaya da devam ediyoruz. Ne yaşanan durumu algılamaya dönük bir zaaf söz konusu ne de alınan tedbirlere dönük bir eksiklik var. Durumu ciddiyetle izliyor, gereken adımları vakti saati geldiğinde atıyoruz.

İhracata, esnaf sanatkara, istihdama yönelik çok sayıda önlemi aldık ve uygulamaya başladık. 2008'in sadece son 6 ayında piyasaya enjekte ettiğimiz likidite miktarı 10 milyar dolar. Yeni tedbirleri de zamanı geldikçe sırasıyla uygulamaya koyacağız. Türkiye ve Türkiye ekonomisi, birilerinin hayal etiğinden, birilerinin tasavvurundan çok daha büyüktür. Nisan başında Londra'da G-20 zirvesinde yılın ilk çeyreğini değerlendirme fırsatımız olacak. Milletim bütün bunları anladıkça, ekonominin aktörleri bunu yaşadıkça ve gördükçe, Türkiye bu tür badireleri kolaylıkla aşacak ve çok daha yüksek seviyelere ulaşacaktır.''

Hiç yorum yok:

Etiketler

sayaa

yükleme oyunları seçim sonuçları
 
sayfa_f1d9fabdd31b3d2d.html